Ya ALLAH

Anasayfa Kimler Online Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   İBADET REHBERİ FORUM > --=EDEBİYAT ve KÜLTÜR=-- > Makaleler

Makaleler Fikirler,Düşünceler..Tezler..

Cevapla
 
Seçenekler
  #1  
Alt 12-22-2011, 18:04
CUMHUR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
CUMHUR CUMHUR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Özel Üye
 
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 4,046
Standart Ey Merhamet!

Ey Merhamet!

Hasan AKÇAY

--------------------------------------------------------------------------------

Yolda kalmış olanlar için ıssız dağ başlarına hanlar yaptıran, kanadı kırık yaralı kuşlar için kuş evleri imar eden, bir çiçeğin de canlı olduğunun idrakiyle onu koparmaya kıyamayan, bir ağacı budarken bile acısını hisseden insanlığın nesline bugün neler oldu? Neleri nerelerde ne uğruna yitirdi ki, öz ana babasını boynu bükük bir şekilde kapı dışarı ederken ya da bir hiç uğruna en yakınını öldürmeyi göze alabilirken yüreğinde, vicdanında bir sızı duymaz duruma geldi?

O Rahman’dır. Yarattıklarının hepsine ayrım yapmadan merhamet edendir. Merhamet, yaratıcının sıfatlarından biri öncelikle. Sonra yaratılmışların en şereflisi olana, yani insana da bahşedilmiş özge bir haslet. Merhamet, acımak değil sadece. Acımanın ötesinde, gereğini yerine getirmek. Yani merhamet acıyı ortadan kaldırıp, yerine sevinci ve iyiliği koymaktır. Merhametli olmak, karşısındaki insan veya diğer varlıklar karşısında üzülmek ve acıyarak bakıp geçmekle anlamını bulan bir kavram değil. Kalbin üzüldüğü, acıdığı yerde elden gelen yardımı da yapabilmektir. Rahman olana iman eden her kimse, O’nun yarattıklarına karşı da merhametli olmak durumundadır. Var edenin rahmetiyle, merhametiyle kuşatılmış bir insan, aynı duyarlılıkla ve bakışla etrafındaki varlıklara bakmıyor ve onlara karşı bir merhamet duygusu taşımıyorsa kendisini sorgulaması gerekmektedir.

Kişi kendisine karşı da merhametli olmak durumundadır fakat gerçek anlamda merhamet, başkalarına karşı yapılan iyilikle ve yardımla kendisini gösterir.

Alemlere rahmet olan

Alemlere rahmet olarak gönderilenden, Efendimiz s.a.v.’den öğrendik önce merhametin anlamını. O’nun kuşatıcı sevgisi ve merhametiyle başta insan olmak üzere diğer varlıklar kendini buldu, kendini bildi. O ki, çocuklardan yaşlılara, ağaçlardan kuşlara kadar bütün canlılara karşı merhamet sahibi olmanın en güzel örneği oldu. Yoluna dikenler serenlere, üzerine taş yağdıranlara bile merhametini esirgemedi.

O’nun izinde gidenler de gördükleri eziyetler, cefalar karşısında merhametsiz yüreklerin yumuşaması için ancak niyazda bulundular. Çünkü merhamet sahibi olmak büyüklüğün, insan olmanın, her şeyden önemlisi Yaratan’a kul olmanın gereğiydi. Kötülere karşı herkes kötülükle karşılık verebilir. Ancak kötülüğe karşı iyilikle mukabele etmektir üstünlüğün alameti. Cezayı hak edenleri dahi affedebilmektir merhametli olmanın delili.

Beslendiği kaynaktan ve edindiği rehberden dolayı gönül sahibi olanlar da ancak Yunus gibi yaratılanı Yaratan’dan ötürü sevdiler, incitmediler, kırmadılar. Çünkü en büyük merhamet sahibi O’ydu. O’nun hayat ve rızık verdiği canlılara karşı insan hangi hakla tavır alabilir, merhametsiz, sevgisiz davranabilirdi ki?

Sakın incitme bir canı

Yalnız insanlara karşı değil, diğer canlılara karşı da merhametli olmaktan geçer insan olmanın yolu. Bir karıncaya dahi ulu nazarı olan bir kültürün, bir geleneğin fertleri olan bizler, ne oldu ki merhametin şefkatin timsali olan annelerde bile merhameti sorgular hale geldik? Meyve ağaçlarına zarar veren canlıları engellemek veya ortadan kaldırmak için şeyhülislam makamından fetva isteyen sultanın hassasiyeti hangi öğreti neticesinde oluşmuştu? Bir karınca da olsa zulmedilen, hesabının elbet bir gün sorulacağı inancıdır ki, o insanları zalimlikten uzak edip, merhametin sembolü haline getirmiştir.

Merhamet duygusunu en etkili bir şekilde kuşanan, taşıyan tek canlı olarak bilinen anneler, öz yavrularını sokaklara terk edip giderken, insanlığın nelerden ve niçin mahrum kaldığını sorgulama zamanıdır. Vahşi hayvanların bile yavrularına karşı gösterdikleri merhamet ve şefkat hissi insanda kaybolmaya yüz tutmuşsa, insanın içine düştüğü girdaptan kurtulma çarelerini araması için acele etmesi gerekmez mi?

Sadece kendi menfaat ve rahatımız için önümüze koyduğumuz hedeflere doğru koşarken başka birinin hakkını gözetmeden, ne varsa kırıp dökmek ve bu şekilde amacına ulaşmaya çalışmanın müthiş tehlikesini şu iki mısrada görüp ürpermemek elde mi? “Sakın incitme bir cânı / Yıkarsın arş-ı Rahman’ı!”

Merhamette güneş gibi

Güneş, gökyüzünden yeryüzüne ulaşıncaya kadar geçtiği yerlerdeki varlık ve canlıları da ışıtır ve ısıtır. Hiçbir varlık arasında ayrım yapmadan ışığını ve ısısını herkese ve her şeye karşı ikram eder. Mevlâna hazretleri de, insanlığa seslenirken bu güzel benzetmeyi yapmaktadır. Çünkü Güneş’in sahibi olan Allah bütün canlılar için aynı merhameti göstermektedir. Dolayısıyla güneş de Yaratıcısının emrinde ve isteği doğrultusunda hareket ederken, insanoğlu gücünü nereden alıyor da bu dairenin dışına çıkma cüretini gösterebiliyor?

Yolda kalmış olanlar için ıssız dağ başlarına hanlar yaptıran, kanadı kırık yaralı kuşlar için kuş evleri imar eden, bir çiçeğin de canlı olduğunun idrakiyle onu koparmaya kıyamayan, bir ağacı budarken bile acısını hisseden insanlığın nesline bugün neler oldu? Neleri nerelerde ne uğruna yitirdi ki, öz ana-babasını boynu bükük bir şekilde kapı dışarı ederken ya da bir hiç uğruna en yakınını öldürmeyi göze alabilirken yüreğinde, vicdanında bir sızı duymaz duruma geldi?

Kalpleri bu derece katılaştıran, hissiz ve duyarsız kılan sebepler nelerdir? Sadece kendi varlığı için var olmaya çalışan, yolda yürürken önünde düşen bir hastaya, bir yaralıya dönüp bakmadan yoluna devam eden insanların etrafımızda çoğalmasını hangi gerekçeler haklı gösterebilir ki?

Nerde görsen gönlü kırık

Bütün bu soru cümleleri kurulurken elbette ki cevaplarını kendimizden beklediğimiz gibi, sorular da nefsimize sorulmuş kabul edilmelidir. Eleştirilen, sorgulanan tutum ve davranışların uzağında değiliz. Buradaki muhasebe önce kendi vicdanıyladır yazıcının. Okuyucunun da öyle olmalıdır.

Kaybolan birçok değerden, eriyen insan yanımızdan biri merhamet duygusu. Gerçek odur ki, bizler başkaları için veremediklerimizi başkalarından bekleme hakkına sahip olamayacağız. Yüce buyruk da öyle değil mi? Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Yeryüzündekilere merhametsiz olanlara göklerdekilerin de merhamet etmeyeceği uyarısı, çağlar boyu yankılanıp kulaklarımıza kadar ulaşırken, bu nidayı duymazdan gelmek, bizi biz olmaktan uzaklaştırmaktan ve o büyük günde boynumuzu yere eğmekten başka bir şey kazandırmayacaktır. Burada kazanmış gibi gördüklerimiz, aslında kaybettiklerimiz olacaktır çünkü. İlâhi buyruk ve duyurularla birlikte, bu sırra mazhar olan nice gönül insanının da gök kubbeyi dolduran aynı anlamdaki çağrılarına icabet etmedikçe, yeniden silkinip kendine gelmedikçe, çağın fırtınaları karşısında göçüp giden insanî duygularımızın bıraktığı boşluğu ve mutsuzluğu maddi hiçbir varlığın doldurmadığını öğrendiğimizde vakit geçmiş olacaktır.

Gönlü kırık bir kimseye, diliyle yüreğiyle merhem olabilmenin, yolda kalmış bir yolcuya hemdem olabilmenin verdiği yürek huzurunun genişliği kaç metrekare eve ya da iş hanına sığabilir ki? İnsan özüne, yaratılış gayesine sadık kaldığı sürece saadet bulur. Aksi takdirde mutsuzluk ırmağının kirli sularında ömrünü geçirmiş olacaktır. Öz ise, güzelliği ister. Yardımlaşmayı, paylaşmayı arzular. Ve bu güzel duygular davranışa dönüştüğü sürece de insan gerçek anlamda insan olma yolunda ilerler.

Rahmet yüklü bulut gibi

Ey rahmetini yüz parçaya ayıran! Sadece bir parçasını yeryüzüne indirerek en büyük payı kendinde tutan, merhametlilerin en merhametlisi! Senin merhametin olmasaydı anne yürekleri şefkat timsali olarak bilinmeyecekti. Senin merhametin bir annenin çocuğuna olan merhametinden kat be kat fazladır. Gönüllerimizi merhametinle aydınlat, ısıt, yumuşat…

Uzak dağ başlarında unutmadığın fidanlara rahmetinin eseri olarak gönderdiğin bulutlar gibi… Bizim de dünya kuraklığında kurumaya yüz tutmuş, katılaşmaya, çoraklaşmaya meyletmiş gönüllerimizi merhamet yağmurlarınla yeniden yeşert, dirilt. Duymayan, hissetmeyen, acımayan kalplerimizi rahmet yüklü bulutlar gibi merhametinle kuşat. Rahmetinden ümidimizi, yüce merhametinden yüreklerimizi uzak eyleme.

Ey rahmeti her şeyi kuşatan Rabbimiz! Rahman ve Rahim isimlerinin hakkı için bizlere merhamet et. Çağın bu dehşetli yangınından yaralanmış yüreklerimize merhem et. Ey merhametlilerin en yücesi! Merhamet...


--------------------------------------------------------------------------------


alıntı...
__________________
Hatırlar mısın? Doğduğun zaman, sen ağlardın gülerdi alem. Öyle bir yaşam sür ki, mevtin sana hande olsun. Halka matem...
Ölüm, sevgiliyi sevgiliye kavuşduran bir köprüdür
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 12-22-2011, 20:19
Yağmur
Guest
 
Mesajlar: n/a
Standart

Allah merhametsiz,kalpleri taşlaşmış kullarından korusun...ve bizi de bu güzel histen uzaklaştırmasın.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 12-23-2011, 06:09
CUMHUR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
CUMHUR CUMHUR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Özel Üye
 
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 4,046
Standart

amin....kardeşim yağmur ...
__________________
Hatırlar mısın? Doğduğun zaman, sen ağlardın gülerdi alem. Öyle bir yaşam sür ki, mevtin sana hande olsun. Halka matem...
Ölüm, sevgiliyi sevgiliye kavuşduran bir köprüdür
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Bediüzzaman'dan Gerçek Merhamet üzerine Bir Ders CUMHUR Bediüzzaman Said Nursi 0 10-06-2008 17:28
Merhamet CUMHUR Öyküler & Hikayeler 0 04-02-2008 17:58
SEVGİ ve MERHAMET CUMHUR İnsan - Duygular 0 04-01-2008 22:28


WEZ Format +3. Şuan Saat: 08:00 - Tarih: 04-28-2024..


Powered by vBulletin 3.7.3
Copyright © 2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Copyright © İBADETREHBERİ Forum, All Rights Reserved
Web Tasarım: @Türker
Her Şey ALLAH(c.c) Rızası İçin.