Ya ALLAH

Anasayfa Kimler Online Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   İBADET REHBERİ FORUM > --=Tarih - Sağlık - İlgi Alanları=-- > Türk ve İslam Tarihi > Türk Tarihi

Cevapla
 
Seçenekler
  #1  
Alt 01-19-2018, 20:07
SaRey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
SaRey SaRey isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: Jan 2018
Mesajlar: 690
Standart Ergenekon Destanı


Ergenekon destanı Türk tarihinin en çok bilinen destanıdır. Çünkü destanlar içindeki en olağanüstü olanıdır. Çünkü Bilge Kağan’ın sözlerini bize hatırlatır:”Ey Türk milleti üstte mavi gök çökmedikçe altta yağız yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir”. Burda Bilge Kağan bize dünya yok olmadan Türk milletinin yok olamayacağını belirtmiş ve bunu söyledikten uzun bir süre sonra Ergenekon destanı ile kanıtlanmıştır.


Demir dövme geleneği
Ergenekon destanıda diğer destanlar gibi söylenegelen arından yazılı hale getirilmiştir. Ergenekon destanı 2 parçadan oluşmaktadır. Birinci parça geçit vermeyen dağlarla çevrili düz bir ova olan Ergenekon’un içinde sıkışıp kalmak ve ikinci parçada bozkurtun yardımıyla soyun devamlılığı. Öncelikle bu tarihe uzanan tek kaynak çinlilerin 2000 yıllık kaynaklarıdır. Çin kaynaklarına göre olay M.S. 5. yüzyılda meydana gelmiş ve Göktürk devletini kuranlar bu soydan gelmiştir. Araştırmalara göre Ergenekon denilen yer büyük olasılıkla Altay dağlarındaki Belluça bölgesidir. Çünkü bu bölgede taşlarda Göktürk diline benzeyen yazılar mevcuttur aynı zamanda bölge sarp ve geçilmesi pek güç dağlarla çevrilidir. Özellikle vurguluyorum bozkurt destanında bahsettiğim gibi biyolojik olarak biliyoruz ki aynı türden olmayan canlılardan verimli döl elde edilemez. Bu sadece bir efsanedir ama efsanede kurtun çocuk doğurduğu değil çocuğa sütünden verdiği anlatılır ki kurt sütüde gerçekten insana çok faydalı bir gıda olabilir.

Destanın ne anlattığına gelecek olursak destan şu şekildedir:Türk memleketinde Türk oku ötmeyen,Türk töresi geçmeyen,Türk’e boyun eğmeyen hiçbir yer yoktu ve bu durum diğer devletleri kıskandırıyordu. Sonunda devletler birleşip Türkler’in üzerine saldırdılar. Düşmanlar her yere saldırdılar ve derin hendekler kazıp Türkler’i beklediler 10 gün süren savaşın sonunda Türkler üstün geldi. Bunun üzerine düşman beyleri toplanır ve hezimete uğradıklarını yani ağır bir yenilgi aldıklarını ve Türkler’i bir şekilde yenmezlerse hallerinin kötü olacağını söylerler.
Böylece yeniden bir savaşa tutuşurlar ve bu savaşı kazanırlar. Bütün çadırları yıkarlar tüm imsanları kılıçtan geçirirler. O dönemde Türkler’in kağanı İl Kağan’dı ve birçok oğlu olmasına karşın biri hariç diğerleri savaşta yaşamını yitirmiştir. Bu savaştan sadece Kağan’ın oğlu Kayı ve yeğeni Dokuz Oğuz kurtulmuştur. Bu iki kahraman tutsak edildikten sonra karıları ile birlikte serbest bırakılır. Ama onlara kimsenin rahat vermeyeceğini bildikleri için şöyle düşünürler:”Dört bir yanımız düşman dolu,dağların içinde öyle bir yol izleyelimki kuş uçmaz kervan geçmez bir yurt bulalım ve oraya yerleşelim.” Yürüdüler yürüdüler,izledikleri yolun tek gidiş yönü geldikleri taraftı,öyle bir uçurumda ilerliyorlardı ki develerin yada atların bir yanlış adım atması uçurumdan aşağı yuvarlanmalarına neden olurdu. Sonunda güllük gülistanlık,bağlık bahçelik,cennet gibi bir yere vardılar. Buraya yerleştiler Türkleri tarımcılık ve hayvancılığı çok iyi bildikleri için bu yurtta hiçbir sıkıntı çekmediler ve bu yurda “Ergenekon” adını verdiler.

Aradan uzun bir zaman geçti (birçok kaynakta 400 yıl) artık bu topluluk Ergenekon’a sığmaz oldular. Kurultayı toplayıp karar alırlar. Derlerki “Biz atalarımızı işittik Ergenekon dışında bizim anayurtlarımız varmış. Dağların arasını geçip yol bulalım ve artık Ergenekondan çıkalım.” Türk töresinde 3000 yıdır kurultaylar kurulur ve alınan kararlar kesin ve vazgeçilmezdir.
Türkler yol ararlar,tararlar ama bulamazlar sonunda bir demirci derki:

”Bu dağda bir demir cevheri var,demirini eritirsek belki bize geçit verir.” Gidip demir cevherini buldular ve dağın altını,üstünü her yerini odun ve kömürle kuşattılar. Yetmiş deriden yetmiş büyük körük yapıp ,yetmiş yere koydular. Kömürü körükleyip ateşe verdiler. Sonunda Göktanrı’nında yarımıyla dağ eridi ve yüklü bir deve geçecek kadar bir yol oluştu. Sonra nereden geldiği bilinmeyen gök yeleli bir bozkurt çıkar Türkler’in karşısına,Türkler bozkurdu takip etti ve Ergenekon’dan çıktılar. Türkler o günü aklından hiç çıkartmadı kuşaktan kuşağa aktardı. O günü bayram yaptılar. Her yıl o gün geldiğinde büyük törenler düzenlenir,bir parça demir ateşte kızdırılır ve çekiçle dövülür. Sonra beyler ve kağan’da aynısını yapar.
Sonra İl Kağan’ın oğlu Kayı’nın soyundan gelen “Börteçine” yani bozkurt haber saldı Türkler Ergenekon’dan çıktı diye iyi karşılayanla dost olundu kötü karşılayanın yurdu yıkıldı tekrar Türkler o bölgeye egemen oldu.

Alıntı
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Satuk Buğra Han Destanı SaRey Türk Tarihi 0 01-19-2018 20:05
Köroğlu Destanı SaRey Türk Tarihi 0 01-19-2018 20:01
Genç Osman Destanı SaRey Osmanlı Tarihi 0 01-19-2018 19:58
Kürşad Destanı SaRey Türk Tarihi 0 01-19-2018 19:51
Ayasofya destanı CUMHUR Şiirler 0 02-27-2016 21:43


WEZ Format +3. Şuan Saat: 00:28 - Tarih: 04-29-2024..


Powered by vBulletin 3.7.3
Copyright © 2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Copyright © İBADETREHBERİ Forum, All Rights Reserved
Web Tasarım: @Türker
Her Şey ALLAH(c.c) Rızası İçin.