|
Kitap ve Dergi Bölümü Kitap ve Dergi Paylaşımları (Roman) v.s |
|
Seçenekler |
#1
|
|||
|
|||
Posta Kutusundaki Mızıka - Ali Ural
Sevgili Dost,
Yere çakılmadan önce paraşütünün açılabileceğini düşünerek, heyecanı daha fazla yaşamak isteyenlerden bazıları artık yaşamıyor. Ama yaşayanlar, bu anı yaşamayanlara neler yaşadıklarını gururla anlatıyorlar. Arkadaşları onlara "çılgın" diyor. Bu bir övgü. Aynı "cömert" gibi, resim altlarındaki. Sevgili Dost, Şimdi marifet dört ikiyle kapı almak değil, açık taş verse de kırmak. Maça yüklenmek değil, son dakika golü atmak. Sadece piyonları değil, atları, filleri, kaleleri ve veziri de hesaba katmadan, şaha kul köle olmak. Şimdi küs yaşıyorlar; marifet ve iltifat. Hüner ayakları üstünde durmak değil, çekiçle duvara çakılmak. Sevgili Dost, Sence nedir "âb"ı "su"dan ayıran, bilmeceden başka. İster yukarıdan aşağı, ister soldan sağa, nedir ucuza almak için ilgisizmiş gibi görünenle, kıymet bileni görüp, kıymetinden fazlasını isteyen arasındaki fark? " Her kim ki, sevmeyerek bakarsa Yusuf'u çirkin görür" diyorsa Sâdi, sözlüklere bakmalı. Yusuf, çirkinlik ve aşk... Sevgili Dost, Aşkolsun sana, herkes artırıyor diye, artırıyorsan sen de. Ve Valery'nin: "Yalnız değer verilen insanlardan çekinmeli" sözü var diye, caiz mi müzayedede susmak. Sevgili Dost, Ne mi anlatıyorum? Hayır sözü bir başkasına bırakıyorum. Myra B. Welch'e. Biraz da o anlatsın. "Üstü çizilmiş ve hasar görmüştü ve bu yüzden müzayedeci; Pek değmediğini düşündü,Zaman tüketmenin bu eski keman için. Ama yine de gülümseyerek başladı. 'Evet, artırmaya başlıyoruz, baylar bayanlar' diye bağırdı. 'Kim artırmaya başlamak ister?' 'Bir dolar, bir dolar' İki! Sadece iki dolar mı? 'İki dolar, kim üç yapıyor?' 'Üç dolar, üç dolar, üç dolara gidiyor...' Ama o anda arka sıralardan gri saçlı bir adam Öne doğru ilerlemeye başladı ve yayı eline aldı Sonra kemanın tozunu silkeledi. Hoş ve basit bir melodi tıngırdattı. Aynen meleklerin 'Carol' ilahileri gibi Müzik yavaş yavaş azalınca müzayedeci Sakin ve alçak bir ses tonuyla 'Eski kemana en son ne vermiştik?' dedi. Kemanı ve yayı eline aldı ve yukarı kaldırdı. 'Bin dolar. Kim iki yapıyor?' 'İki bin. Kim üç yapıyor?' 'Üç bin, üç bin, üç bin' Ve 'artıyor, artıyor' diye bağırdı. İnsanlar gülmeye başladılar, bazılarıysa çığlık atıyorlardı. 'Pek anlayamadık' 'Bu kemanın değeri nasıl birden bire artıverdi?' Anında cevap geldi: 'USTANIN ELLERİ DEĞDİ' Sevgili Dost, Ellerini uzat. |
#2
|
|||
|
|||
Sevgili Dost,
Merhameti gördün mü? Kaybolduğundan beri-kaçırılmışta olabilir- kendisinden haber alınamayan merhameti. ”Kayıp Aranıyor” ilânlarından bir ses çıkmadığına göre,merhameti tanıyanlar gazete okumuyor,sokaklarda dolaşmıyorlar. ”insanlık nâmına” bir kıpırtı olmayınca “kanun nâmına”harekete geçiliyor ve kasaba halkı Şerif’in arkasına düşüp,merhameti kaçıranları aramaya başlıyor. Meşalelerin dili karanlığı didikliyor,gecenin kenarını tutuşturuyor.Eller ağızın iki kenarına tutulup bağrılıyor:”Merhamet! Merhamet!” Ses ormanın içinde nereye gideceğini bilmiyor,panik içinde sağa sola koşuşturuyor, çalılara takılıyor,yaprakları döküyor,baykuşları korkutuyor,sonra bir kuyunun içine düşüp,ıslak bir şekilde geri dönüyor:”Merhamet!” “Merhamet” yankı yapıyor. Aramadık yer bırakmıyorlar. Buluta bakıyorlar,dağılıyor.Gölgeye bakıyorlar,çekiliyor. Taşları bile birer birer uyandırıyorlar oyuklarında. Taşların altı solucan kaynıyor. Sevgili Dost, Merhameti gördün mü? Eşkâlini tarif etmem gerektiğini biliyorum ama,bu hiç de kolay değil. Kanadı var, desem;hemen yolarlar. Gözleri var desem; mil çekerler sürme diye. Ayakları var, desem;mıhlarlar sandelyeye. “Nesi var?” / “Gülüşü var!” Ağlatırlar. “Nesi var?” / “Yaprakları var!” Kopartırlar. “Nesi Var?” / “Beyazı var!” Karartırlar. Sevgili Dost, Merhameti gördün mü? Ne olur bana da göster. Kimseye söylemem,söz zarar veremezler .Beni kanadının altına almasa da ne çıkar;emerim ışığını. Dizinin üstüne yatırmasa da olur;kim söylemiş uyuduğumu? Sevgili Dost, Merhameti gördün mü? Tamam, söyleme biliyorsan yerini. Bari hayatta olduğunu haber ver.”Merhamet ölmedi değil mi?” Sevgili Dost, Cennetle cehennem yarışa kalktı.Sen hâlâ susuyorsun. Güneş dürüldü,yıldızlar döküldü,vahşi hayvanlar bir araya toplandı. Sen hâlâ susuyorsun. Sevgili Dost, Merhameti gördün mü? |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|