Ya ALLAH

Anasayfa Kimler Online Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   İBADET REHBERİ FORUM > --=Tarih - Sağlık - İlgi Alanları=-- > Türk ve İslam Tarihi > Osmanlı Tarihi

Cevapla
 
Seçenekler
  #1  
Alt 09-02-2008, 15:41
CUMHUR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
CUMHUR CUMHUR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Özel Üye
 
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 4,046
Standart Osmanli Devleti Ve Azinliklar

OSMANLI DEVLETİ VE AZINLIKLAR
Müslümanlar, fethettikleri bölgelerde İslam’ın ilk gününden itibaren adil uygulamalarını devam ettirmişlerdir. Bu uygulamalar sebebiyle,Türklerin Anadolu topraklarına ilk girdiği dönemlerde Bizansların baskı ve zulümlerine maruz kalan Emeni ve Süryanilerin,Türklerin hakimiyetini arzuladıklarını kaynaklar bildirmiştir.

Anadolu toprakları üzerinde 600 yıldan daha fazla bir süre hüküm sürmüş olan Osmanlı Devletinin gayr-i Müslimlerle ilgili uygulamaları da dinin taşıdığı misyon içerisinde olmuştur. Osmanlı Devleti Yüzyıllar boyunca bünyesinde farklı din ve mezheplere mensup olan insanları barındırmış,bunları, asimle etmemeye çalışmış ve ana bünyeye uyumlu hale getirmiştir.

Osmanlı Devleti’nin kuruluş devresinden itibaren sergilediği adalet ve dini müsamaha Rumların dikkatini çekmiştir. Bu sebeple,Rumlar ve Türkler arasında dostluk oluşmaya, ilişkiler gelişmeye başlamıştır.

Osmanlı Devleti’nin, kuruluşundan itibaren Rumlara karşı devam eden bu hoşgörüsü İstanbul’un fethi ile zirve noktaya tırmanmıştır. Fatih Sultan Mehmet şehri fethettikten sonra Ayasofya’ ya gelmiş, şükür secdesi yapmış secdeden doğrulunca kilisede bulunanların evlerine dönmesini herkesin can, mal ve namusunu emniyet altına alındığını iş ve sanatlarına da dönmelerini emretmiştir.

Fatih daha sonra Ortodoks Rumlarının yeniden teşkilatlandırmış, II. Anastosios’un istifasından beri boş bulanan patriklik seçimi konusu ile ilgilenmiştir. Padişah Patrikhaneye ilk olarak Fatih Camii’nin bugün bulunduğu yer olan Havariyyün Kilisesi’ni tahsis etmiştir. Patrikhane buradan Çarşamba civarındaki Pammakaristos Manastırına daha sonra da Balat’taki Aya Dimitri Kilisesi’ne taşınmış ve bu tarihten sonra Fener adını almıştır. Patrikhane 1602 tarihinde bugün bulunduğu Haliç kenarındaki AYAYORGİ MANASTIRI’ na taşınmıştır.

Ortodoks Hıristiyan tabaya, Fatih tarafından verilen bu imtiyazlar Patrikhaneyi devlet içinde bir devlet konumuna getirmiştir. Patrikhaneye diğer sultanlar döneminde de kısıtlama getirilmiş ve bu imtiyazlar TANZİMAT FERMANI ile daha da genişletilmiştir.

Osmanlı Devleti Yahudi tabasına karşıda aynı yakınlığı göstermiştir. Fatih Patrikhane işlerini düzene koyduğu gibi Yahudilerin dini düzenlemelerini de yapmıştır. Bizans döneminde Hahambaşı olan Moşe Kapsali’yi Yahudilerin dini ve sosyal işlerinde yetkili kılmıştır.
Osmanlıların Yahudilerle yakın teması Bursa’nın Fethinden sonra başlamıştır. Öteden beri zulüm ve işkence içinde yaşayan bu insanlar önce korku ile şehri terk etmişler, daha sonra Türklerin adalet ve hoşgörüsünü görünce geri dönmüşlerdir. Edirne’nin fethi ile büyük bir Yahudi kalabalığı Osmanlı ile tanışmıştır. Edirne, Trakya Yahudilerinin, Selanik ise Makedonya Yahudilerinin dini ve ticari merkezi durumuna gelmiştir.

Endülüs’ün son şehri olan Grenada’nın düşmesinden sonra İspanya Kralı Ferdinand ülkesindeki Yahudileri kovmaya karar vermiş, bunun üzerine 200.000 İspanyol Yahudi’si İspanya’yı terk etmiştir. İspanya’dan sürgün edilen bu Yahudilere Osmanlı kucak açmıştır. Osmanlı’ya sığınan bu Yahudiler İstanbul, Edirne ve özellikle de Selaniğ’e yerleştirilmişlerdir. Daha sonra Sicilya Yahudileri de yaşadıkları topraklardan sürülmüş, bunlar da Osmanlı Devleti tarafından kabul edilmiştir.

Bu dönemde, Osmanlı Devleti’ne sığınan Yahudiler burada geniş müsamaha ve hoşgörü ortamı bulmuşlardır. Yahudilerin Osmanlı idaresinde gördükleri yakın ilgi ve samimiyeti Yahudi tarihçisi Galanti şu şekilde dile getirmiştir. “ Türklerin gelişi bir sülalenin değişmesi değil, onlar için bir vaziyetin değişmesi idi. Yahudiler, zulmetten nura, esaretten hürriyete kavuşmuşlardır. Yahudiler, Türklere yalnız galip ve toprağın efendisi nazarı ile değil, kendi dinleri ile yakınlığı olan kardeş nazarı ile bakmışlardır.”

Osmanlı devleti Yahudilere diğer dini gruplara olduğu gibi inançlarını yaşama konusunda her türlü kolaylığı göstermiştir. Yöneticilerini kendileri seçmişler ve Yahudiliğin kurallarına bağlı olarak yaşamışlardır.

Osmanlı Devletinde yer alan azınlıklardan Ermeniler de yine bu geniş müsamahadan paylarını almışlardır. Bizans tarafından yıllarda baskı altında tutulan Ermeniler, Türklerin hakimiyetinde rahat bir nefes almışlardır. Orhan Gazi Bursa’yı feth edince Kütahya da yerleşmiş olan Ermenileri ve dini liderlerini Bursa’ya getirmiştir. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettikten sonra Bursa Bölgesi Metropoliti Piskopos Hovakim’i İstanbul’a çağırarak bir Ermeni Patrikliği kurmuştur. Hovakimi İstanbul ermeni Patriği tayin eden Fatih, Süryanileri, Kıptileri, Gürcüleri, Kaldelileri ve Habeşlileri liderleri ile birlikte Ermeni Patrikliğine bağlayarak nüfusunu da artırmıştır.

Ermeniler Türklerin hakimiyeti altında rahat ve sakin bir hayat sürmüşlerdir. Onların dini ve sosyal durumlarına müdahale edilmemiştir. Kendi mahkemelerini ve hapishanelerini kurmalarına izin verilmiştir. Askerlikten muaf tutulmuşlardır. Ticaret ve sanayii ile meşgul olmuşlar, şartları müsait olduğunda eğitim ve öğretimine önem vermişlerdir. Eğitim ve Öğretim seviyesi yüksek olan Ermeniler sarayda önemli görevler üstlenmiştir.


Osmanlı devletinde bu bilgi, verdiğimiz gruplar dışında kalan, sayıları azda olsa cemaat teşkil eden diğer mezhep ve din mensuplarına da aynı haklar verilmişti. İstanbul da, Galata’da varlıklarını devam ettiren Cenevizlilere, fethin akabilende bir ahitname verilmiştir. Bu ahitname ile katolik olan bu grupta din ve vicdan özgürlüğü dini inancının gereklerini yerine getirme hakkına sahip olmuştur. Bu ferman ayrıca işlerine bakacak bir teşkilat kurmalarını ve kendilerine “Cemaat Vekili” seçme hakkını da bunlara vermiştir.

Osmanlı devleti kurulduğu günden yıkıldığı güne kadar, vatandaşa olan azınlıkların haklarına riayet etmiş ve onlara geniş imtiyazlar tanımıştır. Katolik Roma baskısına maruz kalan Rum Ortodoks Patriği’ni geniş yetkilerle koruması altına almış, engizisyondan kaçan Yahudilere kucak açmış ve Bizans baskısı altında inleyen Ermenilere İstanbul’da Patriklik kurdurarak temsil hakkı vermiştir. Bünyesinde varlığını devam ettiren diğer azınlıkların haklarını ve dini hayatlarını yaşamalarını garanti altına almıştır. Bu geniş müsamaha ve hoşgörü içerisinde anılan unsurları asimile etme gayesine girmeksizin barış içerinde yıllarca yaşamıştır.

Ulaşım ve haberleşme teknolojisi bakımından günümüzle mukayese edilemeyecek imkansızlıklar içinde bulunan o asırların dünyasında, bunca farklı yapıdaki toplulukları cebir ve tazyik kullanmadan idare etmek ve onlara normal bir hayat seviyesi kazandırmaya çalışmak, basit bir hakimiyet ve idare anlayışının sonucu olmasa gerektir.


Abdurrahman KÜÇÜK, Ermeni Kilisesi ve Türkler, Ankara 1997, 81.
M. Süreyya Şahin, Fener Patrikhanesi ve Türkiye, İstanbul 1996, 50.
Şahin, 52; Adnan SOFUOĞLU, Fener Rum Patrikhanesi ve Siyasi Faaliyetleri, İstanbul, 1996 14.
Bkz. Şahin 76.
A. Hikmet EROĞLU, Osmanlı Devleti’nde Yahudiler, Ankara 1997 108,
Abdurrahman KÜÇÜK, Dönemler Tarihi, Ankara, 1992 70 – 71.
Bkz. EROĞLU, 118 – 119.
Bkz. Dönemler Tarihi , 71.
Bkz. Dönemler Tarihi, 104.
İlknur Polat HAYDAROĞLU, Osmanlı İmparatorluğunda Yabancı Okullar, Ankara, 1990, 5

Kaynakiyanet Dergisi Yıl 1999


ALINTI........
__________________
Hatırlar mısın? Doğduğun zaman, sen ağlardın gülerdi alem. Öyle bir yaşam sür ki, mevtin sana hande olsun. Halka matem...
Ölüm, sevgiliyi sevgiliye kavuşduran bir köprüdür
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 09-02-2008, 18:38
Yağmur
Guest
 
Mesajlar: n/a
Standart

Dünyada, toprağına kattığı milletlerin kültürüne ve haklarına bukadar değer veren bir devlet daha yoktur.Diğer devletler işgal ettikleri yerlerde insanların lisanlarını bile ellerinden almış, kendi dillerini konuşma zorunluluğu getirmişken, ve her türlü zulmü uygulamışken,hala bizim ecdadımıza dil uzatıyor ve malesef içimizden kendilerine taraftar buluyorlar.Çocuklarımıza atalarını anlatmalı kendimizde iyi öğrenmeliyiz bence .Biz mahrum kaldık bari onlar mahrum kalmasın gerçek Osmanlı'dan.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Osmanli Tarihi Programi erdalunducu Osmanlı Tarihi 0 06-12-2008 03:52
Osmanli Hakimiyeti HİCRET Osmanlı Tarihi 2 01-12-2008 01:54


WEZ Format +3. Şuan Saat: 22:41 - Tarih: 05-12-2024..


Powered by vBulletin 3.7.3
Copyright © 2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Copyright © İBADETREHBERİ Forum, All Rights Reserved
Web Tasarım: @Türker
Her Şey ALLAH(c.c) Rızası İçin.