#1
|
||||
|
||||
Fatiha suresinin ismi
SÛRENİN İSMİ
Fâtiha Kur’an’ın hem önsözü, hem de özetidir. Önsözüdür, zira adı “Fâtiha”dır. Kur’an gibi muhteşem bir siteye, Fâtiha gibi muhteşem bir kapıdan girilir. Fâtiha’nın zıddı hatime’dir ve “sonsöz” anlamına gelir. Fatiha Kur’an’ın özetidir, zira Fâtiha Kur’an’ın özüdür. Adeta tüm Kur’an Fâtiha’nın tefsiridir. Fâtiha nasıl kelam cenneti olan Kur’an’ın kapısı ise, besmele de bu kapının anahtarıdır. “Bizzat kendini açan” ya da “başka bir şeyi açan” anlamındaki adı, Hz. Peygamber’in Fâtihatu’l-Kitab (Kitabı Açan, Kitabın Girişi) isimlendirmesine dayanır. Bu da gösteriyor ki, Allah Rasulü Fâtiha’yı Kur’an’ın önsözü olarak telakki etmiştir. Fâtiha ismi dışında sahih rivâyetlerle bize kadar gelen üç ismi daha bulunmaktadır: es-Seb‘u’l-Mesânî (Tekrarlanan Yedili), Ummu’l- Kur’an (Kur’an’ın Anası) ve Ummu’l-Kitab (Kitabın Anası). Birinci isim, Rasulullah’ın bir tefsiridir ve Kur’an’dan ilhamla konulmuştur (Hıcr 15:87).1 Son iki isim ise Fâtiha’nın Kur’an’ın veciz bir özeti olduğuna işaret eder. Fîrûzâbâdî Fâtiha için 30 adet isim sayar. Bunlar arasında ilk akla gelenler el-Esas, el-Hamd, eş-Şükr, ed-Dua, es-Safiyye, el-Kenz, el- Vâfiye, el-Kâfiye isimleridir. Daha başka isimler de zikredilmiştir. Fakat Efendimizden gelen sahih rivâyetlerin de gösterdiği gibi, yukarıdaki üç isim dışında Fâtiha’nın ismi olarak kaynaklarda sunulan isimler mevsuk bir habere dayanmamaktadır. Bunlar zaman içerisinde ortaya çıkan ve ilk kimin kullandığı bilinmeyen isimlerdir. Bu isimlerden her biri Fâtiha’nın bir özelliğini ifade eder. Fâtiha’nın isimlerinin çokluğu, geleneksel tasavvurun bir yansımasıdır. Zira geleneksel tasavvura göre, isimlerin çokluğu müsemmanın şerefine delalet eder. Bu yüzden bir şeyin şerefini ifade etmek için onun isimlerini çoğaltmak adetten olmuştur. Bu anlayışla bazı kişiler sevdiğinin şerefine şeref katmak amacıyla ona bir isim de kendileri takmışlardır. Sûrelerin özellikle sahih rivâyetlerle gelen isimleri dışındaki yaygın olmayan isimleri meselesi izaha muhtaçtır. Zira bu isimleri tam olarak kimlerin kullandığı, hangi zamanlarda ve hangi mekânlarda kullanıldığı bilinmemektedir. Bu konuda ayrıntılı bilgi veren eserlerin en başında Fîrûzâbâdî’nin (ö. 817 h.) Besairu Zevi’t-Temyiz fi Letaifi’l- Kitabi’l-‘Azîz isimli eseri gelir. Bu eserde Kur’an sûreleri nicelik ve nitelik itibarıyla ele alınır, ayrıntılı bir sayım dökümü yapılır, diğer sûrelerle benzer ve farklı yönlerini bir bir ortaya konur, sûreler hak- 1- Buhârî, Tefsir 1. kındaki kemmiyyet bilgileri harf sayısına varana dek verilir. Böylesine ayrıntılı bir eserde dahi sûrelerin alternatif isimlerinin menşei, konulduğu zaman ve yerler hakkında hiçbir bilgi verilmez. Şu halde Kur’an sûrelerinin ilk nesiller tarafından kullanıldığına dair herhangi bir delil bulunmayan, kim tarafından nerede ve ne zaman kullanıldığı bilinmeyen alternatif isimler, ilgili eserlerde sadece hayatta karşılığı olmayan birer malumat olarak nakledildiğini söylemek yanlış olmasa gerektir. alıntı...
__________________
Hatırlar mısın? Doğduğun zaman, sen ağlardın gülerdi alem. Öyle bir yaşam sür ki, mevtin sana hande olsun. Halka matem... Ölüm, sevgiliyi sevgiliye kavuşduran bir köprüdür |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Maide suresinin ismi | CUMHUR | Ayetler - Sureler | 0 | 09-08-2011 06:18 |
Fatiha Suresinin MeaL-i Şerifi | Hattab | Kur'an-ı Kerim Fihristi | 0 | 07-01-2008 18:28 |