|
Ashab-ı Kiram Efendilerimizin Hayatları Sahabeler Hakkında Bilgi Paylaşımı.. |
|
Seçenekler |
#1
|
|||
|
|||
Hz.Hubeyb(r.a.)
Hubeyb(r.a)yakalanıp Mekke'ye sevk edilmişti.Günlerce zindanda bekletildikten sonra idam edilmek üzere Mekke'nin o günkü hezeyan dolu gürültüleri arasında meşhedine götürülüyordu.Mahzundu,mükedderdi;çünkü Allah Resulü(s.a.s.)'nün onlara tevdi ettiği irşat vazifesini yapmaya fırsat bulamamıştı.Şimdide eli ve dili bağlanmış idama sürükleniyordu.Durmadan gözlerini çevresinde gezdiriyor,dini tebliğ edebileceği bir insan arıyordu.Ama karşısındaki insanlar arasında öyle birisini görmüyordu.
Hubeyb iki rekat namaz kıldı,"Eğer,ölümden korktuda onun için namazını uzattı demenizden çekinmeseydim şu kıldığım son namazı uzatmak isterdim"dedi.Sonrada idam sehpasına çıkarılıverdi. Beklenen son an gelip çatmıştı.Hareket eden mızrak temrenleri de bunu gösteriyordu. Hubeyb'in gözleride etrafında dolaşıyordu.Son anda olsun acaba birinin ebedi hayatını kurtarabilirmiyim,diye düşünüyor ve etrafını onun için süzüyordu. İşte tam bu esnada beklemediği bir fırsat doğmuştu.Mekke müşriklerinin ileri gelenlerinden biri ona bir soru sormuştu ki,sorunun zahiri yönü hiç de mühim değildi.O onlara hikmet yüklü bir cevap verecek,hem de bu son anında ,irşad ve tebliğde bulunacaktı.Soru şuydu: -Ya Hubeyb,şu anda senin kurtulman şartıyla,yerine Muhammed'in (s.a.s.) idam edilmesini istermiydin? Elbette bir müslümana, hemde Hubeyb(r.a) gibi birine bu soru sorulamazdı.Ama o bu soruyla yakaladığı son fırsatı değerlendirmeye bakıyordu,ve biliyordu ki bu soruya vereceği cevap,son kıldığı namaz gibi kısa olmalıydı.Tek cümlelik bir söze bütün hayatını sığdırmalıydı.Öyle konuşmalıydı ki,tarih lal kesilip onu dinlemeli ve zaman onu kulağına küpe yapsın.Evet o söyleyeceğini böyle söylemeli,son fırsatı tebliğ adına böyle değerlendirmeliydi.Ve: -Hayır,vallahi.Değil benim kurtulmam pahasına O'nun idam edilmesi,benim kurtulmam karşılığında ,şu anda Medine'de O'nun ayağına bir diken batmasına dahi gönlüm razı olamaz.Deyiverdi. Hubeyb(r.a) bunları söyleyince herhalde içinde,biraz evvel tebliği yapamamanın verdiği sıkıntı gidivermişti.Artık O kendisini tüy kadar hafif hissediyordu.Ve yapacağı son bir vazife ile Allah Resulü'ne(s.a.s.)bir ayrılık selamı verecek ve cennete yürüyecekti. İdam sehpasında son sözü:Esselamü aleyke ya Resulallah(s.a.s.) oldu.Allah Resulu Medine'de Ashabıyla oturuyordu.Birden ayağa kalktı ve"Ve aleyke's-selam ya Hubeyb!"dedi. Evet her dava adamı,tebliğ aşk ve şevkinde Hz.Hubeyb(r.a.)'in ufkunu yakalamalı ki,tarihin şu yanlış akışına bir dur diyebilsin ve zamanı gerçek yörüngesine oturtarak yeryüzü mirasçısı olmanın hakkını verebilsin. İrşad Ekseni Konu Yağmur tarafından (07-17-2015 Saat 03:51 ) değiştirilmiştir.. |
#2
|
||||
|
||||
çok duygulandım.eline sağlık...selamün aleyküm..........
__________________
Hatırlar mısın? Doğduğun zaman, sen ağlardın gülerdi alem. Öyle bir yaşam sür ki, mevtin sana hande olsun. Halka matem... Ölüm, sevgiliyi sevgiliye kavuşduran bir köprüdür |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|