#1
|
|||
|
|||
Güzel bir tasavvufi sohbet
O erler ki Uhud günü “–Anam-babam Sana fedâ olsun yâ Rasûlâllah! Başını kaldırma! Belki müşrik oklarından biri isâbet eder. Benim göğsüm Sen’in göğsüne siper olsun. Sana dokunacak olan, bana dokunsun!” makamındaydılar [Buhârî, Meğâzî, 18]
Bir de Habibi Kibriya Efendimiz’in “Anam babam feda olsun” diye sevdiği vardır? Bak ondan haberimiz yok tu? Hem öylesi olur mu ki? Hz. Sa’d bin Ebî Vakkas, Cennetle müjdelenen on Sahabîden biridir. Allah Resûlü zamanında bütün gazâlara katıldı. Uhud Harbinde Fahr-i Kâinata vücudunu siper etti ve müşriklere öylesine ok attı ki, Allah Resûlünün, hiçbir fâniye nasib olmayan şu hitabına mazhar oldu: “Anam babam, sana fedâ olsun yâ Sa’d, durma at!” [Müslim, Fezâilü's-Sahabe, 5] Bu büyük iltifâta şâhid olan Hazret-i Ali (kv) gıpta içinde şöyle demiştir: ”Ben, Peygamber Efendimiz’in Sa’d hâricinde hiç kimseye; «Babam ve anam sana fedâ olsun!» dediğini işitmedim.” [Tirmizî, Edeb 61] Hz. Sa’d uzunca bir ömür yaşamış hatta ahrete son geçen muhacirlerden olduğu rivayet edilir. Kufe valiliği de yapan Hazretin bir de isteği olmuş Habibi Kibriya hazretlerinden: - Yâ Resûlallah, duâ buyur da, Allahü teâlâ, benim her duâmı kabûl etsin. - Duânızın kabûl olması için helâl lokma yiyiniz! Çok kimse vardır ki, yedikleri ve giydikleri harâmdır. Sonra ellerini kaldırıp duâ ederler. Böyle duâ nasıl kabûl olunur? [Müslim, Zekat 64] Yediğimiz içtiğimiz şeyler aynen tohum gibidir. Düşüncelerimiz de ondan meydana gelir. Ağzımıza aldığımız helâl lokmadan Allah’a hizmet ve öteki âleme gitme arzusu doğar. Haram lokmadan ise kin, hased, gaflet, bilgisizlik, hile ve cahillik doğar. [Hz. Pir Mevlana] Ahir ömründe ömrünün iki gözü görmez olmuş. Kime dua ederse, duası tutuyormuş. Hastalar geldiği zaman, okuduğu zaman hasta iyi oluyor. Birisi dua istediği zaman, dua ediyor, istediği oluyor. Tanınmış, mübarek insan. Duası müstecâb, makbul, ne dua etse oluyor. Mücerreb, tecrübe edilmiş yâni, bu böyle. Birisi demiş ki: “-Yâ kendine dua etsene!.. Allah gözünün görme kabiliyetini aldı, görüyordun, görmez oldun. Dua edip de, gözünün açılmasını, görmesini Allah’tan istesene…” Demiş ki mübarek: “-Ben Allah’ın takdirini, gözümün nurundan daha çok severim!” Allah-u ekber!.. Söze bak: “Ben Cenâb-ı Hakk’ın takdirini, gözümün nurundan daha fazla severim!” demiş, “O öyle takdir eylemiş.” Şu dünya gurbetinde, yuvasından ayrı düşmüş garip kuşlardan farkımız yok. Kendine giden yolu bulmamızı isteyerek bizi bu çölün ortasına bırakan sahibimizle irtibatımızı sağlayan tek iletişim vasıtası dualarımızdır. Böyle iken duası hiç reddedilmeyen Hazretin buyurduğu kelama bak: “Ben Allah’ın takdirini gözümün nurundan daha çok severim“ İlahi bizlere de bu güzel sahabinin gönül ikliminden hisseler ikram eyle de bizleri senin takdir ve hükmüne razı olanlardan eyle! Senin belalarına sabretme gücü ver. Senin nimetlerine şükretmek nasib eyle! Senden, nimetlerinin tamamını, vereceğin afiyetin devamını ve senin aşkında sebatımızı isteriz. O’nun varislerinden Abdülkadir Geylani kuddise sirruh buyuruyor: - Allah’dan onun rızasından gayrı bir şey isteme. Onun rızası dahilinde, helal kazanç iste, helal yiyecek, giyecek ve içecek iste. Alın terinin ve helal kazancının haricinde şeylere talip olma. Allah’ın emirlerinden kaçma. Ona kendisinden dünyalık talebinde bulunmak gayesiyle ibadet etme. Yalnız onun rızası için ibadet et. Hem düşün bakalım Acaba atamız Hz. Adem ve Havva’ya niçin “yemek” eylemi yasaklandı da başka bir eylem yasaklanmadı? Ey Âdem, sen ve eşin, cennete yerleşin, ikiniz de dilediğiniz şeyleri yiyin, yalnız şu ağaca yaklaşmayın, çünkü zalimlerden olursunuz [Âraf, 19] Bu soru ilahi takdire bir itiraz mı? Haşa ancak insanı çözme çabasıdır. İnsanı ayakta tutan en önemli ihtiyaç yemektir. Diğer bütün eylemler buna bağlıdır. Kuran-ı Kerim’de cennete girecek olan mü’minler için Yaptıklarınıza karşılık olmak üzere, afiyetle yiyin ve için [Mürselat, 43] buyrulmak suretiyle insanın yeme-içmeye düşkün yaratıldığını belirtmiştir. Yasak bir meyve (biz buna Kur’anî ıstılahla haram da diyebiliriz), insanlığın babasının nasıl cennetten çıkmasına sebep olmuşsa, onun evlatlarına da çıktığı yer olan cennete girmesine engel olur. Hz. Adem ilahi emre rağmen o ağaca yaklaşmasından dolayı nasıl dünyaya indirilmişse, dünyada bu yasağı çiğneyen de cehenneme indirilir. Bir yasak meyve (diyelim ki bir elma) üstelik hepsi mideye inmemiş, birazı boğazda kalmış bir meyve Adem’e cennetten çıkmaya malolmuşsa tonlarla yasak meyve yiyenlere neye malolur? Aslında Hz.Adem’e yasaklanan meyve ile mü’minlere yasaklanan bütün haram kazanç yolları arasında aynı Rab tarafından yasaklanma açısından hiçbir fark yoktur. Ve yine unutmayalım ki sarhoş sadece içilmesi haram olanı içen insan değil, bütün haram kazanç yollarından beslenenler de sarhoştur. Üstelik bu manevi sarhoşlar kendilerini ayık da sanmaktadırlar. Şimdi sual eylesek aramızda haram lokmayı seven çıkmaz ama kazancının tamamen helal olması için kazancı hakkında bir düşünme, eleme ve süzme gayret ve çabası içinde de değilizdir. Kazancımızdaki fakirin hakkını teslim ettik mi? (Zekat) Memur isek çalışma saatlerimize ne kadar riayet ediyoruz? Bu saatler içinde ne kadar verimli çalışıp işveren için “gerçek bir fayda” sağlıyoruz? Birazını gösterdim, birkaçını saydım. Geri kalanını sen bil, sen öğren. Kendi huyundan, Hakk’ın huyuna ulaş! Sizler lokmanızın, kazancınızın, ananızın ak sütü gibi helal, temiz, alın teri, emek ve el emeği olmasına çok dikkat edin sevgili müslüman kardeşlerim! Evinize, çoluk çocuğunuza asla haram götürmeyin, onların ve kendinizin âhiretini mahvetmeyin! Allah bizi, gerçekleri gören, hayatın mânâsını iyi anlayan, kendisinin asıl bu dünyadaki işinin, asıl vazifesinin, asıl temel görevinin Cenâb-ı Hakk’a güzel kulluk etmek olduğunu kavrayıp da, ömrünü Cenâb-ı Hakk’a güzel kulluk etmekle geçirenlerden eylesin… Yâ Rabbi seni güzel güzel zikretmekte, senin verdiğin nimetlere cân u gönülden, tatlı tatlı şükretmekte ve sana şöyle senin istediğin vech ile güzel ibadet etmekte bize yardım eyle, tevfîkini refîk eyle de, yapabilelim!.. Şeytana kanmadan, nefse aldanmadan, fânî hayatın aldatıcı lezzetlerine takılıp kalmadan, ahireti unutmadan, sana güzel kulluk etmeyi bizlere nasîb eyle yâ Rabbi!.. Umut rehberinden alıntıdır. Konu Yağmur tarafından (09-29-2010 Saat 00:22 ) değiştirilmiştir.. |
#2
|
||||
|
||||
Yağmur hanım çok güzel konuya değinmişsiniz.
Bizlerin yaşantılarında yeme içmemize ve kazancımıza ne kadar dikkat etmemiz gerektiğini bir kez daha hatırlattığınız için çok sağolun Allah razı olsun ........... |
#3
|
|||
|
|||
Amin,cümlemizden inşaallah.
|
#4
|
||||
|
||||
ALLAH razı olsun eline sağlık kardeşim....selamün aleyküm...
__________________
Hatırlar mısın? Doğduğun zaman, sen ağlardın gülerdi alem. Öyle bir yaşam sür ki, mevtin sana hande olsun. Halka matem... Ölüm, sevgiliyi sevgiliye kavuşduran bir köprüdür |
#5
|
|||
|
|||
Ve aleyküm Selam,sizdende Allah razı olsun.
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Güzel bir söz | CUMHUR | Ata Sözleri & Özlü Sözler | 0 | 08-01-2009 21:29 |
Güzel bir söz | CUMHUR | Ata Sözleri & Özlü Sözler | 0 | 02-05-2009 20:31 |
güzel söz | CUMHUR | Ata Sözleri & Özlü Sözler | 0 | 12-23-2008 21:33 |
Adı Güzel, Kendi Güzel, Ya Hz.Muhammed | kutlu | Şiirler | 0 | 02-09-2008 17:00 |