Ya ALLAH

Anasayfa Kimler Online Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   İBADET REHBERİ FORUM > --=EDEBİYAT ve KÜLTÜR=-- > Kitap ve Dergi Bölümü

Kitap ve Dergi Bölümü Kitap ve Dergi Paylaşımları (Roman) v.s

Cevapla
 
Seçenekler
  #1  
Alt 01-30-2018, 23:05
SaRey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
SaRey SaRey isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: Jan 2018
Mesajlar: 690
Standart Yolların Sonu

Dört ucundan bağlanmış bohçam hazır değil. Aklım yarı yollarda kalmış, feleğim gibi hesaplarım da çoktan şaşmış benim.

Ama yine de Sen beni de Kâbe'ye yüz vuran sonra duasını şaşıran bir Mecnun-ı bîçaren kabul et. Yolların sonundayım, gidecek yerim yok, yolumu açık et.

Hazırlıklarını tamamlamışların tatlı telâşıyla çıkmıyorum bu yola. Ezilmiş, hırpalanmışlarla birlikte geliyorum. Küskünlerin, yorgunların kafilesindeyim ben de. Kırgınların, yaralıların, gidecek yeri, atacak adımı kalmamışların, vurulmuş da ortada kalmışların, ölmüş de cenazesi unutulmuşların grubundayım; yolunu şaşırmışların, kendisini karanlık bir ormanın ortasında bulmuşların. Dilese de oluvermemişlerden, ruhu defalarca yanan, derisi diri diri soyulan, her defasında bir daha yansın diye bir daha yenilenlerindenim. Hiç yara almam sanırken aldığım yaralarımdan tanınırım belki. Yürümeye mecali kalmamış da iki koluna girip sürüklenen hastalar kafilesine kaydedilmiş olmalı adım.

Bu halde, bilmiyorum ki neyi götürür neyi bırakırım? Ne'den bütünüyle kopar neye gönülden bağlanırım? Neyi tanır neyi hatırlarım? Neyi unutur neyi şaşırırım? Gidip de geri dönemem belki, nutkum tutulur, görüp de konuşamam. Taş kesilirim, iki sözü bir araya getirip de anlamlı bir cümle kuramam, başına büyük bir harf sonuna nokta koyamam.

Gördükten sonra yazamam ihtimal. Olsun, aklıma düşen cümleyi kaydetmeyivereyim bu kez de. Yanıma kâğıt ve kalem almayacak denli dünya yüklerinden soyunarak, eş dostla, çoluk çocuk, konu komşuyla bir daha hiç dönmeyecekmiş gibi vedalaşarak ve gerçekten de geri dönen bu giden olmayarak, yani en fazla da ben, ben'le vedalaşarak; dünyaya dair bütün tanışıklıklardan sıyrılarak yepyeni bir yüzle yepyeni bir giyimle gireyim yola.

Değil mi ki insanın insana, insanın hayvana, kurda kuşa, börtü böceğe, dala, ota, yaprağa, taşa, toprağa, en önemlisi insanın kendi kendisine zerre miskal zarar vermesinin yasaklandığı o yere gidiyorum ben. Hayatın beni yorduğunu sağır sultanlar duymuşken, bu dünyada gidebileceğim tek yere, varlığın doğasına kıl kadar müdahalede bulunmayı yasaklayan bir sınır ötesine dönüyorum yüzümü. Varlığı cennet doğasında saklamayı emreden o yerde balçıkla sıvanmış kalbime bir el dokunur elbet gözyaşımı silen bir Kimsesizlerin Kimsesi bulunur.

O sınıra, o eşiğe dayanarak şöyle bir bakayım etrafıma başımda akıl gözümde nur kalırsa eğer. Yörüngesini bulmuş o mahşer kalabalığına bakayım da o kıyamet sabahında her bir âdemoğlunun bir zamanlar dünya yaşamında ruhlarına geçirdikleri ten libasının dönüşün hızıyla bir gömlek gibi sırtlardan sıyrılıp bir kenara fırladığını göreyim.

O dönüşte tenlerin sarı, kırmızı, mavi, turuncu ve diğer bütün renkleri öyle hızla birleşsin ki rengârengim önce bembeyaz olsun sonra kurşun gibi bir siyahta dursun. O simsiyahın önünde benim de beni ben yapan yanlarımı, yönlerimi, renklerimi yok eden, farklılıklarımın altını çizen değil onları silen, taş rengi, toprak rengi, yaprak rengi bir gömleğim olsun. Yetmiş iki milletten insanla aynı renge boyanıp aynı yüze sahip olayım, kendimi terk edeceğim yörüngeye dâhil olayım. Orada bu dünya ile öbür dünya, masiva ile mavera, buralar ile öteler, asıl ile suret, fizik ile metafizik arasında uzanan koridoru, açılan kapıyı, çekilmiş eşiği, uzanan ağacın sınırını, işaret taşını ben de fark edebileyim. Gafletle geldim gafletle gitmeyeyim.

Rabbim, derin kederler, güceniklikler, sitemler, küskünlükler, kırgınlıklar, cürümlerim kadar büyük acılar içinde geliyorum. Baştanbaşa hatayım ben de. İyi de benim içimdedir kötü de. Şeytan da benim dilimden konuşur melek de. Habil de benim Kabil de. İsyanım yoktur Sen şahitsin, hâşâ, ama küstahlığımı, gafletimi, heveslerimi affet. Kapından çevirme geri. Silme kayıtlarından, beni de hesaplarına dâhil et. Bana da kulum de, beni de defterine kaydet.

Bana da nasip et. Gidecek yerim yok, benim de yolumu açık et.

Nazan BEKİROĞLU
__________________
Bir aynada seyrettim âlemin cümlesini. Aynam nokta sırrım nokta. Umduğum kadar büyük değilmiş, dünya nokta ben nokta.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Sıkıntılı işin sonu selamettir CUMHUR Makaleler 0 02-11-2010 21:12
İlimsiz amelin sonu... CUMHUR Öyküler & Hikayeler 0 07-31-2009 21:28
Bugün insanlığın sonu mu gelecek TÜRKER İslam ve Bilim 0 09-10-2008 00:51
Evrenin Sonu Ve Big Crunch WebM@ster Kur'an Mucizeleri 0 07-01-2008 18:04


WEZ Format +3. Şuan Saat: 10:36 - Tarih: 04-20-2024..


Powered by vBulletin 3.7.3
Copyright © 2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Copyright © İBADETREHBERİ Forum, All Rights Reserved
Web Tasarım: @Türker
Her Şey ALLAH(c.c) Rızası İçin.