#1
|
||||
|
||||
Okumanın Işığında!!!
Değerli Arkadaşlar Okumuş olduğum
kitaplardan bir bölümü sizlerle paylaşacağım. Buradaki yer alan bilgiler okuduğum kitaplardan özetlenerek yazılmıştır. Kuran Algısındaki Tarihi Kırılma Vahyin inşa edici özne olmaktan çıkarılıp kutsal nesne haline getirilmesi Üç aşamada gerçekleşti; BİRİNCİ AŞAMA : Lafız,mana ve maksattan oluşan vahyin makro ayağı olan maksat ihmal edilerek vahiy lafız ve manaya indirgendi. Oysa lafız ve mananın hakemi maksat idi. Hakem dışlanınca ilahi Vahyin muradını anlamak güçleşti. Maksadı göz ardı edilen vahyin inşa edici bir özne olmaktan çıkarılması doğaldı. Çünkü inşa edicilik doğrudan vahyin maksadıyla alakalıydı. İKİNİCİ AŞAMA: Lafız ve manaya indirgenen vahyi anlama işi bu kez ikinci ayağından da mahrum kalarak sadece lafza indirgendi. Bu şekilde başlayan sürecin doğal sonucuydu. Bu sonuç ise anlamın kendi kendini üretmesine engel oldu. Vahyin muhatapları vahiyle diyalog kurmak yerine hatmetmeye başladılar.Aslında bu anlamanın yokluğundan doğan açığı lafzı abartarak kapatmak demekti. ÜÇÜNCÜ AŞAMA: Vahiy sadece lafza indirgenince Kur'an sadece Mushafa indigendi.O artık inşa eden bir özne değildi. Çünkü o muhataplarını değil muhatapları onu yüceltiyorlardı. Oysa ki vahiy kendiliğinden yüceydi ve onun insan tarafından Yüceltilmeye değil, anlaşılmaya ve yaşanmaya ihtiyacı vardı. Fakat vahiy,asıl okunup ,anlaşılıp,yaşanıp yaşatmak için indirilmişti. Mustafa İSLAMOĞLU HAYATIN YENİDEN İNŞASI Konu kemal864 tarafından (11-20-2011 Saat 01:53 ) değiştirilmiştir.. |
#2
|
||||
|
||||
TASAVVURUN YENİDEN İNŞASI Tasavvur bilgilenme sürecinin başlangıç noktasıdır. İnsanoğlunun ölçme ve değerlendirmede kullandığı temel değerlerin oluştuğu yer tasavvurdur. Tasavvur eşyanın olayların yada soyut varlıkların insan şuuruna düşen gölgesidir. Tıpkı suya eğilen insanların suya düşen gölgesi gibi. Tüm ilahi vahiylerin ilk amacı aklı ve eylemleri belirleyen Tasavvuru inşa etmektir.Bu yarattığını iyi bilen ALLAH IN İnsan tasavvurunun inşasına verdiği önemi göstermektedir. İslamın en özgün bilgi sistemi Beyan bilgi sistemidir. Özetle tasavvur eylemin ana merkezi ve düşüncenin oluştuğu merkezdir. Şeytan insanoğlunun atasını melekleşme ve ölümsüzleşme vaadiyle aldatıyor. Aslında Ademe ve eşinin ilahi yasağı çiğneme sürecini başlatan,tasavvurlarının kendilerine verdiği yanlış istikametti. Onlar bu sözün doğruluğu üzerinde tereddüt etmediler. Çünkü henüz düşmanlığı bilmiyorlardı. Melekler gibi olmayı ölümsüzleşmeyi kim istemez ? Onlar bunu istediler.İstediler fakat istedikleri olmayacak bir şeydi. Meleklerin Ademe secdesi aslında Ademin meleklerde bulunmayan Daha büyük bir kapasiteye sahip oluşuna işaret ediyordu. Bu iradenin şahsında temsil edilen emanet ve hilafet idi. Adem bu misyonla yaratılmış yasak ağaçla iradesi ilk defa sınanmıştı. Yeryüzünde yaratılış amacına uygun bir hayatı inşa etmek için iradesi olgunlaşacaktı. Fakat o aceleci davrandı. Sabırsızlık gösterdi. İlk sınavı olumsuz sonuçlandı. İnsan tasavvurunun eylem ilişkisini korku ,sevgi ve heyecan gibi insani durumlarda daha yakından gözlemlemek mümkündür. İnsan korkar,korktuğu şeye karşı tedbir üretir. İnsan sever,sevdiğine yakın olmak için çalışır . Sevgisi onun gönlüne ferman,aklına burhan,gözüne fer, Dizine derman olarak yansır. Onu sevdiğine ayakları değil tasavvuru götürür. ALLAH eylemleri niyet ve tasavvura bakarak değerlendiriken İnsanoğlu ise sonuçlarına bakarak eylemin tasavvuruna ulaşacaktır. Tasavvurdaki yanlış inşa gerçekte bir imhadır. İnsan inşa yetkisini yanlış kullanmaması kendisine, eşyaya ve ALLAH'A KARŞI SORUMLULUĞUN bir gereğidir. Modern hayat, kendine özgü bir insan modeli kurgulamıştır. Bu model, modern hayatın kendisi gibi kutsaldan arındırılarak Dünyeviletirilmiş,aşkınla bağı koparılmış, yaratılıştan gelen çift kutuplu doğasına ihanet ederek dengesizleştirilmiş bir insan modelidir. Vahyin amacı sırasıyla muhatabının tasavvurunu aklını, kişiliğini inşa etmektedir. Mustafa İSLAMOĞLU HAYATIN YENİDEN İNŞASI |
#3
|
||||
|
||||
KUR‘AN TEFSİRİNDEN BİR BÖLÜM Kur ‘an ı anlamanın zor olduğunu söyleyenler; Onun ele alınıp incelenmesini engelledikleri gibi, Derin sırlarıyla beraber kenarda kalmasına da sebep olmuşlardır. Kur’an içindeki sırları ancak,düşünen,anlamak ve bilmek isteyen, kendine sevdalı olan insanlara açar. Bilen ve düşünen bir beyin ile sevdalı bir gönlün elinden tutar ve onu ALLAH A yaklaştırır. Düşünmeyen,araştırmaya hevesli olmayan,yüreğinde Kur ‘an a verecek kadar sevgi taşımayan insan ALLAH IN kitabını nasıl anlayabilir ? Kur’an insanların gönlünü açan ilahi bir anahtardır. Kur’an okuma ve araştırmayı ibadet haline getiren İlahi bir kitaptır. İnsanlık heva ve heves uğruna iyiyi,doğruyu, güzeli ve hakkı kurban etmeye kalkınca Yüce ALLAH ip adını verdiği Kur’an ı yeryüzüne uzatmış ve o yüce değerlerin kurban edilmesini önlemiştir. Bu durum Hz.İbrahim in oğlunu kurban etmek üzereyken, Onun yerine bir kurbanlık gönderilmesini andırmaktadır. İnsanlar nefislerini tanrılaştırınca doğal olarakta onlar da kendilerine kurban isteyeceklerdir. Nefsin istediği kurban,akıl,iyi,doğru ve haktır. İnsanlık bu değerleri kurban ederken, Yüce ALLAH onları kurtarmak için kur’anı göndermiştir. Nefsin akıl ile mücadelesinde akıldan yana tavır koyan Kur’an aklın ürettikleriyle nefsin isteklerini birbirine karıştırılmasını önler. Kur’an bilgisine ve onun istediği takvaya sahip olan insan Kur’an ın Furkan sıfatına bürünebilirler. Yüce ALLAH bunu şöyle ifade ediyor: Ey iman edenler! Eğer Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız; O, size iyiyi kötüden ayırt edecek bir anlayış verir ve sizin kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah, büyük lütuf sahibidir. (ENFÂL suresi 29. ayet) Ayet Yüce ALLAH IN insana Furkan sıfatını vereceğini beyan etmektedir. Kişinin içinde kopan fırtınaların ilahi mi,şeytani mi, olduğunu gösteren güce,Furkan diyoruz. Duygular,hisler,arzular ve istekler, insanın iç alemini dalgalı denize çevirebilir. Bu denizin kurulmasını temin edecek olan kur’an dır. Bu ayırıcı deha,insana öylesine bir bilinç kazandıracaktır ki Kişi iç alemini gözleyip ,ordaki dalgaların boyunu,rengini, hareketini,tonunu ve derinliğini fark edecektir. O insanları hidayete erdirmek için müjdelenen bir kitaptır. Şeytan,nefis ve insanların yanlış düşünceleri insanın etrafında öyle bir yoğunluk meydana getiriyor ki, onların arasından geçip aklın güven dolu yakasına ulaşmak mümkün değildir. İnsanoğlu bu caddenin kenarında duran bir çocuk gibidir. Kur’an ın eli onu alıp karşı tarafa geçiriyor. Kur’an insana kendisini Rabbini ve geleceğini tanıtan bilgidir. İnsanların bir araya getiren birlik ve beraberliği kuran onları dağınıklıktan kurtaran,dimdik ayakta tutan bilgidir. Akıl olmadan ne kur’anın insana nasıl bir şeref sunduğu anlaşılabilir,nede onsuz şeref elde edebilir. Kur’an şeref ve akıl kavramları birlikte bir sistem oluşurmaktadır. Kur’an akıl ile bir araya gelince insan şeref kazanmaktadır. Aklını kullanarak kur’an ı anlayan ve anladığını hayatına geçiren kimse şeref kazanacaktır. İnsanın kur’an a açık iki tüneli vardır. Akıl ve Gönül.Akıl kur’an ı anlamaya çalışmayıp ondan Uzak kalınca gönülde uzakta kalır. Kur’anı evin bir köşesine asmakla insan şeref kazanmaz. Aklını kullanarak, onu anlayıp hayata geçirenler şeref kazanabilirler. Kur’an Aziz olma yönüyle insanın ruhunu, yani onun manevi yapısını silahlarla donatmaktadır. Gurur insana günah işletir,ama Kur’an kazandıracağı şeref İnsanı günahtan alıkoyar. İnsanlara onur bahşetmekle kur’an onları iç alemlerinden yakalayıp bir iç disiplin duygusunu oluşturmaktadır. Kur’an gönüllere şifadır. Kur’anın şifa olması gönülle alakalıdır. Manevi hastalık gönülde ortaya çıkar. Gönül hastalığını insanların tedavi etmesi mümkün olmadığı için bu tedaviyi yapmak üzere ALLAH kur’anı göndermiştir. Bilgi olmadan gönül hastalıklarını tedavi etmek imkansızdır. Yanlış bilgi, kötü ahlak ve bilgiler gönül hastalığının nedenleridir. Bu hastalıklardan kurtulmanın tedavisi gönle ilahi nurun aktarılmasıyla yapılmaktadır. Çünkü insanın özü bu ilahi nura yönelik olduğundan onu hemen kabul edecektir. Kur’an iman,ve bilgi nuru ile kalbi doldurmak suretiyle tedavisini gerçekleştirince,insan olgunlaşma sürecine girmiş demektir. Güneşin canlılara faydasını düşünürsek Kur’an ın insan gönlüne yapacağı tesirleri daha yakından anlarız. Ağaçların kuzeyde kalan kısımları yosun bağlar. Kur’anın ışığından uzak kalan gönüllerde yosun bağlar. Kur’an insanın iç alemini ve toplumsal ilişkilere canlılık kazandırır. Onları verimli hale getirir. İnsanın gönlündeki sevinç,ferahlık ve mutluluk Kur’an kaynaklı olunca artık o gönül şifa bulmuş demektir. YENİ BİR ANLAYIŞIN IŞIĞINDA KUR'AN TEFSİRİ BAYRAKTAR BAYRAKLI |
#4
|
|||
|
|||
Güzel bir kitaba benziyor,daha önce hiç Mustafa İslamoğlu'na ait bir kitap okumadım,yazılarını çok gördüm internette ama yazdığı bir kitabı almadım...en kısa zamanda birtane alıp okumaya çılışacağım.
|
#5
|
|||
|
|||
Bayraktar Bayraklı tefsiri ne kadar güvenilir,dikkat etmek gerek bence Kemal bey...
|
#6
|
||||
|
||||
Yağmur hanım Bayraktar Bayraklının
okumuş olduğum 8 ciltlik tefsirinden Önemli kesitleri paylaşmak istedim. Yazdıklarının büyük bölümünde kendi açımdan ve araştırdığım kadarıyla herhangi bir problem yok. Çok çelişki taşıyan konularınıda kendi yazı arşivime eklemedim. (onlarla ilgil bir paylaşım yapmayacağım.) İhtilaf edilen konuların dışında aydınlatıcı bilgileri burada paylaşmak görüşündeyim. Ama konu içerisinde herhangi bir unsur taşıyan bölümle karşılaştığınız vakit sizinle ve sitedeki arkadaşlarla değerlendirme yapacağız kanaatindeyim. SAYGILARIMLA.. Konu kemal864 tarafından (11-20-2011 Saat 02:34 ) değiştirilmiştir.. |
#7
|
|||
|
|||
Bu konuyla alakalı çok uzun bir mesaj yazmıştım aslında ama geri sildim..çok bilmişlik yapmak istemem,söylemek istediğim sadece tefsir okumak gerçekten çok önemli,bu yüzden çok güvenilir kaynaklardan faydalanırsak daha iyi olur...samimiyetinize dayanarak uyarma gereği hissettim,yoksa elbette siz daha iyi bilirsiniz ne paylaşacağınızı.
|
#8
|
||||
|
||||
Bu konuda sizinle aynı görüşteyim.
Dediğiniz gibi tefsir konusu başlı başına çok önemli ve sorumluluk gerektiren bir durum. Bu bölümdeki açmış olduğum paylaşımlar zaten tefsir üzerine değil. Sadece okuduğum kitaplardaki çok güzel kesitleri sunmak istedim. Yağmur hanım tefsirle ilgili konuda beni uyardığınız için ve gerekli hatırlatmalarda bulunduğunuz için size minnettarım. ALLAH RAZI OLSUN... |
#9
|
|||
|
|||
Tamam Kemal bey ,sizden de inşaallah...
|
#10
|
||||
|
||||
İnsan zayıftır,belaları çok;fakirdir, ihtiyacı pek ziyade;acizdir, hayat yükü pek ağır. Eğer büyüklük sahibi her şeye gücü yeten Allah’a dayanıp tevekkül etmezse ve iltimat edip teslim olmazsa, vicdanı daim azap içinde kalır. Semeresiz meşakkatler,elemler pişmanlıklar onu boğar; ya sarhoş veya canavar eder. (Risali Nur DÖRDÜNCÜ KAR ) |
Etiketler |
okumanın ışığında!!! |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
namaz tesbihatı öncesi AYETE'L KÜRSİ'yi okumanın ve tesbih'e üflemenin hükmü ne | CUMHUR | Namaz | 0 | 07-14-2008 11:15 |