Ya ALLAH

Anasayfa Kimler Online Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   İBADET REHBERİ FORUM > --=EDEBİYAT ve KÜLTÜR=-- > Makaleler

Makaleler Fikirler,Düşünceler..Tezler..

Cevapla
 
Seçenekler
  #1  
Alt 04-24-2012, 15:42
mehtap - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
mehtap mehtap isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Çalışkan Üye
 
Üyelik tarihi: Oct 2009
Mesajlar: 1,375
Standart Sevgi Ne İşe Yarar?


Sevgi Ne İşe Yarar?
Sevgisiz her şey yavandır, tatsızdır. Sevgi, mutluluğun mayasıdır. Sevgi, sevinç sebebidir. Sevgiyle, zindan saray olur… Sevgisiz saray, zindanlaşır. Hz. Mevlânâ’nın deyimiyle, “Sevgiden acılar tatlanır, bakırlar altınlaşır, sevgiden tortular saflaşır, dertler derman olur.
Ölü, sevgiden dirilir. Şah, sevgiden köle olur.
Allah’a karşı bu sevgi, ilimdendir.
Saçma sapan biri, böyle bir tahta nasıl kurulur?
Eksik bir ilim, nasıl doğurur bu aşkı?
Eksik ilimden, eksik bir aşk doğar maddeye karşı…”
İlim sevgiyi artırır. Bilgisizlik ise, korkuyu…
Bu sebeple, bizi sevgisinden sevgisiyle yaratmış olan Yüceler Yücesi Rabbimiz, tanındığı, bilindiği ölçüde sevilir…
O’na dair bilgimiz arttıkça, sevgimiz de daha bir artar, coşar, taşar…
Yarattıklarını bilmek, Yaratan’ın sonsuz ve sınırsız ihtişamına götürür bizi… Hayret ve hayranlık içinde kalırız. Eserden, Eser Sahibi’ne, varlıktan Var Eden’e, yollar açıldıkça; yaratılış sebebimiz olan İMAN, tahkike erer, kesinleşir.
Görürcesine, şeksiz şüphesiz bir imanla, her an görüldüğünü bilmenin heyecanı sarıp sarmalar mü’mini…
O an, kâinatın bütünüyle birlikte, coşkun bir şevkle Allah demenin demi başlar.
O’nu bulmanın, O’nunla olmanın, O’nunla dolmanın cezbesi, vuslat şevkini tetikler.
Bu şevkin temsilcileri, “Biz bu dünyaya bir aşk için âh etmeye geldik” derler.
Her şeyi bir aşk için bilenler, her teşekkürde O’na yapılmış bir şükür görürler; her özür beyanında da, O’na sunulmuş bir af dilekçesi…
O’nu bilmek, bulmak ve sevmek, ibadet aşkı doğurur. Bütün güzel isim ve sıfatlarıyla bilindiği ve dolayısıyla sayısız sebeple sevildiği bir gönülde, O’na kulluk aşkı oluşur.
Mevlânâ gibi, “Ben kul oldum, kul oldum, kul oldum da kurtuldum.” diye haykırır. Bu kulluk, diğer bağlılıklara benzemez. Başkalarına kul-köle olanlar gibi acı ve azap taşımaz. Tam tersine, tadına doyulmaz bir manevî lezzetin ve huzurun kaynağıdır.
Yine bu sebeple Mevlânâ, der ki:
“Her köle hür olmak ister ve azat oldukça sevinir. Ben ise, hiç azat olmak istemem. Kul oldukça, kul kaldıkça sevinirim.”
...

Seven yürekler, vermeye, sunmaya, paylaşmaya doyamazlar… Çünkü bu suretle donanır yürekleri sevgiyle… Böyle doyarlar sevgiye… Verebilenler, almaya hak kazanırlar sevgiyi…
Bir gün Efendimiz (s.a.v.)’e bir zat geldi ve dedi ki:
“Ya ResûlAllah! İçimdeki sevginin azaldığını hissediyorum. Kalbimin katılaşmasını nasıl önleyebilirim?”
Güzeller Güzeli, bu asilâne endişeye, şu harika reçeteyi yazdı:
Hemen git, bir yetimin (öksüzün) başını okşa…”
Bu ne güzel ve asil bir endişe idi!..
İnsan, cüzdanındaki paranın azaldığını bilir ama kalbindeki sevginin eksildiğini de aynı dikkatle hemen fark edebilir mi?
Seviyesi yüksek insanlar, her şeyden önce gönüllerini gözlerler. Zira gönüldeki eksilmenin ne kadar önemli bir boşluk bırakacağını iyi bilirler.
Ancak, gönül doktorlarının doktoru olan Efendimiz de (s.a.v.) ne güzel bir çözüm sunuyorlar; sevgiyi bereketlendirecek olanın, onu vermek, sunmak, dağıtmak olduğunu söyleyerek…
Hele de, ihtiyacı olan bir yüreğe sunacağımız sevginin, çok daha fazlasıyla dönüp bizim yüreğimizi kavrayıp kuşatacağını açıklaması, her çağa yazılmış bir reçete değil midir?
Yürek söküklerini dikmenin en emin ve kestirme yolu, gerçek sevgiyi samimiyetle paylaşmaktır.
Günümüzün sevgi yetimi ve şefkat öksüzü haline gelmiş insanı, O’nu (s.a.v.) arıyor. Şefkati, savaş dâhil, hayatın bütününe getirmiş olanı… Bugün O’nun has ve halis bir talebesi olan Hz. Mevlânâ’yı bulanlar, inşAllah yarın da Güzeller Güzeli Efendimiz’i bulsunlar… Her mü’min bu duanın, hem sözlü, hem de fiilî bir temsilcisi olmak mecburiyetindedir. Yani hepimize düşen temel görev, her yerde, O’nu hatırlatan ve yüksek sevgi ahlakının büyükelçilik seviyesinde temsilcileri olmak…
Almayı düşünmeden veren, SEVGİNİN SAHİBİ’ni bilen... Seven, anlayan, ağlayan güzel insanlar... Sinelerini herkese ve her kesime açan, her yerde bir müjde çiçeği gibi açan yürek kesilmiş insanlar olmak, mü’minin şiarıdır.
Gerçek kul, bilir, bilinir; sever, sevilir… Merhamet gösterir, merhameti emredence korunur, kollanır.
Sevgi özürlüler, kalpleri taşlaşmış olanlardır.
Dünya onlarla yaşanmazlaşır.
Ne mutlu, varlığını sevgiden ibaret kılanlara…Ne mutlu, akleden bir kalp taşıyanlara…

Vehbi Vakkasoğlu
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Gerçek sevgi... mehtap Makaleler 1 04-18-2012 07:49
Nasıl Bir Sevgi ? kemal864 Makaleler 1 10-13-2011 16:21
Muhteşem sevgi CUMHUR ALLAH (c.c.)'ın 99 İsmi 0 06-28-2009 19:20
sevgi CUMHUR Şiirler 0 12-15-2008 21:47
Sevgi Hattab Öyküler & Hikayeler 0 07-01-2008 17:34


WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:34 - Tarih: 04-28-2024..


Powered by vBulletin 3.7.3
Copyright © 2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Copyright © İBADETREHBERİ Forum, All Rights Reserved
Web Tasarım: @Türker
Her Şey ALLAH(c.c) Rızası İçin.