Ya ALLAH

Anasayfa Kimler Online Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   İBADET REHBERİ FORUM > --=KUR'AN-I KERİM=-- > Kuran'da İnanış Konuları > İnsan - Duygular

Cevapla
 
Seçenekler
  #1  
Alt 09-09-2008, 13:51
CUMHUR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
CUMHUR CUMHUR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Özel Üye
 
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 4,046
Post İnsana yaratıcı denmez

insana yaratıcı denmez
Sual: Mecaz olarak da, insanlar için yaratıcı demek uygun mu?
CEVAP
Yaratmak Allaha mahsustur. Mecaz olarak da insanlar için yaratıcı demek yanlıştır. (Elektrik ampulünü Edison yarattı) diyenler oluyor. Fonograf, megafon, elektrik ampulü gibi aletleri ilk defa bulan Edison; bunları yaratmamış, sadece yapılmasına sebep olmuştur. Bunları yaratan, Allahü teâlâdır. Hadis-i şerifte, (Allah, her sanatkârın ve sanatının yaratıcısıdır) buyuruldu. (Buhari)

Demek ki, Edisonu da, elektrik ampulünü de yaratan Allahü teâlâdır. Edisonun bunları yaratması şöyle dursun, mevcut maddeleri bir araya toplayıp, yeni aletlerin yaratılmasına sebep olurken, elinin, ayağının, gözünün, diğer duygularının, çeşitli hücrelerinin, kalbinin, ciğer, böbrek ve diğer organlarının işlemesinden ve kullandığı maddelerin, aletlerin yapısından, içlerindeki atom, proton kuvvetlerinden haberi yoktu. Böyle birine yaratıcı denilir mi? Yaratıcı; bunların en ufağını, en incesini, hepsini bilen, hepsini yapandır ki, bu da ancak Allahü teâlâdır. (S. Ebediyye)

Allahü teâlâdan başka yaratıcı yoktur. Her var olanı, O yaratmıştır. Maddeleri hareket ettirir. Yerlerini değiştirir. Bir zamandan, başka zamana götürür. Bir halden başka hale döndürür. Akıllara hayret verecek şeyler yaratır. Bir damla nutfeden ve görülemeyen spermatozoidden bir olgun insan yaratır. Nuh aleyhisselam gibi bir peygamberden; asi, kâfir ve ahmak bir oğul yaratır. Ebu Cehil gibi taş yürekli, örümcek kafalı bir kâfirden, Hazret-i İkrime gibi bir mümin oğul yaratır. En küçük zerre olan, mikroskopta bile görülemeyen atomun derinliğinde; çekirdeğinde, dağları deviren nükleer kuvvetler yaratır. Pancarda şeker yaratır. Yaprakta fotosentez, özümleme kuvveti yaratır. Arıda bal yaratır. Cansız yumurtada, canlı hayvan yaratır. Çiçeklerde güzel kokular, esanslar yaratır. Kuru ağaçta, yapraklar, çiçekler, meyveler yaratır. Su içinde hayvanlar, çiçekler, ağaçlar yaratır. Acı su içinde tatlı su yaratır.

Kimya reaksiyonları ve nice fizik ve kimya özelliklerini yaratır. Toprağı bitki haline, bitkiyi hayvan haline döndürür. İnsanları, hayvanları çürütüp toprak maddelerine, su ve gazlara döndürür. Her şeyin tersini de yaptığı gibi, bunun da ters, geri dönen halini yaratır. Bu kâinat fabrikasında her şeyi, hesaplı, düzenli yaratmaktadır. Gelişigüzel, yıkıcı, bozucu görünen değişmelerin, hepsinin de çok hesaplı, çok ahenkli bağlılıklar, akıllara hayret veren bir düzen içinde yaratıldığı, günden güne daha iyi anlaşılmaktadır.

Allahü teâlânın, hiçbir işinde ortağı yoktur. Her varlığın yaratıcısı yalnız Odur. Kuran-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Yaratmak Allaha mahsustur.) [Araf 54]
(Yaratıcı ancak Rabbindir.) [Hicr 86]
(Her şeyi yaratan Allahtır.) [Zümer 62]
(Sizi de, yaptığınız işleri de yaratan Allahtır.) [Saffat 96]

Cenab-ı Hak, tek yaratıcı kendisi olduğunu ve başka ortağının bulunmadığını bildirirken, insana yaratıcı denmez.

Yaratan Allahü teâlâ, kesb eden kuldur
İnsanlar, mahluk olduğu gibi, bütün işleri, hareketleri de, Allahü teâlânın mahlukudur. Çünkü Ondan başka, kimse bir şey yapamaz, yaratamaz. Kendi mahluk, yaratılmış olan, başkasını nasıl yaratabilir? Yaratılmak damgası, kudretin az olduğuna alamettir ve ilmin noksan olduğuna işarettir. Bilgisi, kuvveti az olan, yaratamaz. İnsanın işinde, kendine düşen pay, kendi kesbidir. Yani o iş, kendi kudreti ve iradesi ile olmuştur. O işi, yaratan Allahü teâlâ, kesb eden kuldur.

İnsanların ihtiyari işleri, isteyerek yaptıkları şeyler, insanın kesbi ile Allahın yaratmasından meydana gelmektedir. İnsanın yaptığı işte, kendi kesbi, ihtiyarı [seçmesi, beğenmesi] olmasa, o iş titreme şeklini alır. Kalbin hareketi gibi olur. Halbuki, ihtiyari hareketlerin, böyle olmadığı açıktır. Her ikisini de, Allahü teâlâ yarattığı halde, ihtiyari hareketle, titreme hareketi arasında görülen bu fark, kesbden ileri gelmektedir.

Allahü teâlâ, kullarına merhamet ederek, onların işlerinin yaratılmasını, onların kastlarına, arzularına tâbi kılmıştır. Kul isteyince, kulun işini yaratmaktadır. Bunun için de, kul mesul olur. İşin sevabı ve cezası, kula olur. Allahü teâlânın kullarına verdiği kast ve ihtiyar, işi yapıp yapmamakta eşittir. Kullarına, emirlerini ve yasaklarını yerine getirecek kadar kudret [enerji] ve ihtiyar vermiştir. Bir işin iyi veya kötü olduğunu da bildirmiştir. Kul, her işinde, yapıp yapmamakta serbest olup, ikisinden birini seçecek, iş iyi veya kötü olacak, günah veya sevap kazanacaktır.

Takdir edenlerin en güzeli
Sual: Kuran-ı kerimde Ahsen-ül-hâlikîn ifadesine istinaden, bazı kimseler, insanlar için yaratmak, yaratıcı tabirini kullanıyorlar. Böyle kullanmak uygun mudur?
CEVAP
Kur'an-ı kerimde geçen Ahsen-ül hâlıkin ne demektir? Sözlüğe bakılırsa, Yaratıcıların en güzeli demek olduğu, birçok yaratıcı bulunduğu zannedilir. Piyasadaki Kuran tercümeleri de bundan pek farklı sayılmaz. Onun için sözlükten, Kur'an tercümesinden din öğrenilmez. Muteber tefsirlere, akaid ve fıkıh kitaplarına bakmak gerekir.

İmam-ı birgivi, Vasiyetnamesinde, (Bir kimse, rızık Allahtandır; fakat, kulun da hareket etmesi gerekir dese, kâfir olur) diyor. Bursalı İsmail Hakkı hazretleri de, Hucet-ül-baligada (Hâlık, yalnız Allahü teâlâdır. İnsana yaratıcı demek ilhaddır) diyor. [İlhad, dinden çıkmak demektir.]

Allahü teâlânın, hiçbir işinde, ortağı yoktur. Her varlığın yaratıcısı yalnız Odur. Yaratmak, yoktan var etmektir. Maddeyi, elemanı yok iken var etmek ve var ettikten sonra, başka bir varlığa çevirmek de yaratmaktır. Mesela, insanı, nutfeden, cinleri ateşten yarattığını bildiren âyet-i kerimeler böyle olduğunu bildirmektedir. (Rahman 15, Müminun 12-14)

Hâlık kelimesinin birkaç manası vardır. Esma-i hüsnadan olan Hâlık, yoktan yaratan anlamına gelir. Bu kelimenin şekil veren anlamı da vardır. Bu bakımdan insanlar için yaratıcı tabiri kullanılmaz. Beydavi tefsirinin Şeyhzade haşiyesinde buyuruluyor ki:

(Ahsen-ül-hâlıkîn, takdîr edenlerin [tasvir edenlerin, şekil verenlerin, suret verenlerin, düzene koyanların yeni tabirle dizayn edenlerin] en güzeli, en iyisi demektir. Çünkü halketmenin hakiki manası, ihtira, inşa ve ibdadır. Bu kelime, yani hâlık, bu âyet-i kerimede takdir eden manasında kullanılmıştır. Çünkü ihtira manasındaki halketmek, Allahü teâlâdan başkası için düşünülmez ki, Allah onların en güzeli, densin.) [C.4/68]

Hâlik-ul-hâlikîn = Hâlıkların hâlıkı, şekil verenlerin şekil vereni anlamında kullanılsa da uygun olmaz. Çünkü Allahın isimleri tevkifidir, yani dinin bildirdiği isimler söylenir. Herkes bir tabir uyduramaz. İnsanlar için yaratıcı tabiri kullanılmaz. Allahtan başka yaratıcı yoktur.

İnsanlara, yarattı yaratıcı demek asla caiz değildir. Allahtan başkasına, her ne maksatla olursa olsun, yaratıcı demek küfürdür. Yaratıcı, yalnız Allahü teâlâdır. Nitekim Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Gökleri ve yeri yoktan yaratan Odur. Her şeyi O yaratmıştır.) [Enam 101]

(Allahın yarattığı gibi yaratıcı ortaklar buldular da, bu yaratmayı birbirine benzer mi gördüler? Her şeyi yaratan Allahtır.) [Rad 16]

(Gökleri ve yeri yaratan Allahın, benzerlerini de yaratmaya kadir olduğunu düşünmezler mi?) [İsra 99]

(Her şeyin yaratıcısı olan Rabbiniz Allahtır. Ondan başka ilah yoktur. Nasıl aldatılıp döndürülürsünüz?) [Mümin 62]

Cenab-ı Hak, tek yaratıcı kendisi olduğunu ve başka yaratıcı, başka ortak bulunmadığını bildirirken, yaratıcının çok olduğu nasıl söylenebilir?

Yaratma işinde mecaz olmaz
Sual: Bir mezhebe uymayı kabul etmeyen biri, İnsan ve diğer mahluklar için mecaz olarak yaratıcı demek küfür olmaz. Çünkü, öldüren Allah olduğu halde, Secde suresinin (Öldürmek için vekil yapılmış melek sizi öldürüyor) mealindeki 11. âyeti mecaz olarak, Allahtan başkasına da öldürdü demenin caiz olduğunu göstermektedir. Öldüren Allah iken mecaz olarak bir insana bu şunu öldürdü demek caiz olunca, mecaz olarak, bu kimse şunu yarattı demek de caiz olur diyor. İnsan için mecaz olarak yaratıcı demekte mahzur var mıdır?
CEVAP
Mecaz olarak da söylemek caiz olmaz. İnsanları yoktan yaratan ve öldüren Allahü teâlâdır. Bir kimse, birisini öldürse, mecaz olarak bunu ben öldürdüm demesi caizdir. Fakat evlenen bir kimsenin bir çocuğu olsa, çocuk olmasına sebep olduğu için mecaz olarak bunu ben yarattım demesi caiz olmaz. Yaratma işinde mecaz da caiz olmuyor.

Yaratmak nedir?
Sual: S. Ebediyyede, (Yaratmak, hiç yoktan var etmek veya mevcut şeyleri, fizik, fizyolojik veya metafizik kanunlarla, bir şekilden başka hassalı şekillere çevirmek demektir) deniyor. Buna göre, bilim adamlarının, fizik, kimya kanunları ile meydana getirdikleri yeni bir işe, yaratmak demek caiz olur mu?
CEVAP
Hayır, caiz olmaz. Burada, Allahü teâlânın iki türlü yaratması bildiriliyor:

Birincisi: Ol der, o şey var olur. Yani hiç yoktan yaratır. Kâinatın yoktan var edilmesi, hidrojen, oksijen gazlarının yaratılması, böyledir.

İkincisi: Sebepler vasıtası ile yaratmaktır. Allahü teâlâ sebeplere, iş yapabilecek tesir, kuvvet vermiştir. Bu kuvvetlere, tabiat kuvvetleri, fizik, kimya ve biyoloji kanunları denir. Mesela, iki hidrojen atomu ile bir oksijen atomundan su meydana getirmiştir. İnsanları, hayvanları, bitkileri yaratması da böyledir.

Bilim adamları, oksijen, hidrojen gibi gazları, cıva, bakır, petrol gibi maddeleri yoktan meydana getiremezler. Teknoloji, bilim ne kadar gelişse de bir karınca, bir buğday tanesi yapmak mümkün değildir.

Yaratmak, icat etmek Allahü teâlâya mahsustur. Bilim adamları, yoktan bir şey meydana getiremezler, sadece Allahü teâlânın yarattığı mevcut şeyleri, yine Allahın koyduğu fizik, kimya ve biyoloji kanunları ile bir araya getirerek, yeni şeyler bulurlar. Buna da yaratmak denmez, keşfetmek, bulmak denir.

Allahü teâlânın sonsuz kudretini gösteren, insanların yapmalarının mümkün olmadığı işlere birkaç örnek verelim:

1- İnsanlar asırlardır, enerjisiz veya yakıtsız çalışan makine yapmaya çalışmışlarsa da, netice alınamadı. Bu da fizik ve kimya ilmine göre, imkânsızdır. Enerjinin korunumu prensibine göre, enerji şekil değiştirirse de, insanlar tarafından var ve yok edilemez.

2- Katı, sıvı, gaz haldeki bütün maddeler ısınınca, hacimleri büyür, yoğunlukları azalır. Su bu kurala uymaz. Su buz haline gelince yoğunluğu azalır, Su üstünde durur. Azalmayıp buzlar dibe çökseydi, denizlerdeki canlılar yaşayamaz ölürdü.

3- Bir metal atomu, başka bir metal atomu ile birleşemez. İki elementin birleşmesi için farklı elektrik taşıması şarttır.

4- Güneş, dünyadan 149,5 milyon km uzaktadır. Bu mesafe, çok yakın olsa canlılar sıcaktan yanar, çok uzakta olsa, soğuktan donardı. İnsanlar güneşi istedikleri yere getiremezler.

5- Işık hızı, saniyede 300 bin km.dir. Bu hızı insanların aşması imkânsızdır. Bu hız aşılırsa, rölativite [izafiyet] teorisine göre, maddenin kütlesi sonsuza gider. [1/0 [Bir bölü sıfır] sonsuz olduğu için.]
alıntı.............
__________________
Hatırlar mısın? Doğduğun zaman, sen ağlardın gülerdi alem. Öyle bir yaşam sür ki, mevtin sana hande olsun. Halka matem...
Ölüm, sevgiliyi sevgiliye kavuşduran bir köprüdür

Konu TÜRKER tarafından (09-09-2008 Saat 16:22 ) değiştirilmiştir..
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Hizli Erisim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 06:21 - Tarih: 04-19-2024..


Powered by vBulletin 3.7.3
Copyright © 2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Copyright © İBADETREHBERİ Forum, All Rights Reserved
Web Tasarım: @Türker
Her Şey ALLAH(c.c) Rızası İçin.