#1
|
||||
|
||||
İnsanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar
“İnsanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar”hadisini nasıl anlamalıyız?
Cevap: İnsan uykuda iken güzel rüyalar görür, çeşitli beldeleri gezer, muhtelif yemekler yer Ama bunların hepsi uyanık âlemdeki gerçek şehirlere, hakikî yemeklere nispeten birer gölge gibidir Onlar insanın karnını doyurmaz, cebine bir şeyler koymaz Uyandığında gerçek sermayesi ve gerçek gıdası ne ise onlarla baş başa kalır Dünya da ahiret hayatına göre gölge, hatta gölgenin gölgesi Kabir âlemi âhirete göre, dünya da kabir âlemine göre gölge Bu dünya uykusundan ölümle uyanacak ve gerçek sermayemizi o zaman yanımızda göreceğiz Bu ise amelimizden başkası değil Dünyada gördüğümüz helâl ve haram işlere, kabir âleminde iyi ve kötü suretler verilecek Onlar tâ mahşere kadar bize arkadaşlık edecekler Haşirle, gölge faslı son bulacak ve âhiret dediğimiz gerçekler âlemine kavuşacağız; gerçek varlığı, hakikî saadeti orada bulacağız alıntı.....
__________________
Hatırlar mısın? Doğduğun zaman, sen ağlardın gülerdi alem. Öyle bir yaşam sür ki, mevtin sana hande olsun. Halka matem... Ölüm, sevgiliyi sevgiliye kavuşduran bir köprüdür |
#2
|
||||
|
||||
Resulullah Efendimiz (asm.), “İnsanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar.” buyurmakla, dünyanın bu üçüncü yüzü ile oyalananların gafletini güzelce dile getirmiştir.
Rabbimiz, bu dünya hayatının bir oyun ve eğlenceden başka bir şey olmadığını bize haber veriyor (En’am Sûresi, 32). Oyunla ancak çocuklar oyalanır, eğlence ise ancak sefihleri tatmin eder. İnsan çocukluktan kurtuldu mu, defalarca söküp yaptığı oyuncak evleri bırakır, daimî bir yuva arayışına geçer. Ve yine insan büyüdü mü, onun dünyasında eğlencenin yerini çalışma ve ilim alır. Bediüzzaman Hazretlerinin, “Bize gösterdiğin nümûnelerin, gölgelerin asıllarını, menbalarını göster.” duasıyla bu hâdis-i şerif birlikte düşünüldüğünde şöyle bir mânâ kalbe gelir: Rüyadaki insan da yer, içer. O yemekler, onu rüyada tatmin eder. Burada bir gölgenin bir başka gölgeyi doyurması söz konusu. Ama bu adam uyandığında aç olduğunu anlar ve gerçek gıdasını aramaya başlar. Dünya ile oyalanan ve hakikî saadeti unutan insanlar da gölgeyle tatmin olmaktalar. Bunlar, öldüklerinde uyanacaklar ve gerçek tatminin ancak Cennette olacağını hakkıyla anlayacaklar. Ama çoğu insan için artık vakit bitmiş, fırsat kaçmış olacak. Allah Resulü (asm.) kasemle ifade ediyor: “Allah’a yemin olsun ki, âhirete göre dünya, ancak sizden birinin parmağını denize daldırması gibidir. Baksın bakalım kendisine ne dönecek? Parmağı denizden ne getirebilecek?” Ebedî saadet bir derya. Dünya lezzetleri ise parmağı ıslatan su kadar bir şey. Bu ıslaklıkta boğulmayan, hafif bir nemde sırılsıklam olmayanlar deryayı buluyorlar. Fâniye aldanmayanlar bâkiye eriyorlar. |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
İnsanlar ilim yönünden dört çeşittir | Yağmur | İlim Merdivenleri | 1 | 01-16-2018 19:46 |