Ya ALLAH

Anasayfa Kimler Online Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   İBADET REHBERİ FORUM > --=KUR'AN-I KERİM=-- > Meal > Diyanet Meali

Konu Kapatılmıştır
 
Seçenekler
  #1  
Alt 07-19-2012, 01:55
Yağmur
Guest
 
Mesajlar: n/a
Standart Sâffât Sûresi-Sâd Sûresi (Diyanet Meali)

Sâffât Sûresi

Mekke döneminde inmiştir. 182 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “es-Sâffât” kelimesinden almıştır. Sâffât, sıra sıra dizilenler, saf saf duranlar demektir. Sûrede başlıca, meleklerden, cinlerden, kıyamet ve ahiret olaylarından söz edilmekte; Nûh, İbrahim, İsmail, İshak, Mûsâ, Hârun, İlyas, Lût ve Yûnus peygamberin kıssalarına yer verilmektedir.

Bismillâhirrahmânirrahîm


1, 2, 3, 4.
Saf bağlayıp duranlara, haykırarak sevk edenlere ve zikri (Allah'ın kelâmını) okuyanlara andolsun ki, sizin ilahınız gerçekten bir tek ilahtır.

5.
O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Doğuların da (Batıların da) Rabbidir.

6.
Biz en yakın göğü zinetlerle, yıldızlarla donattık.

7.
Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk.

8, 9.
Onlar, yüce topluluğu (ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. Kovulmaları için her taraftan taşa tutulurlar. Onlar için sürekli bir azap da vardır.

10.
Ancak onlardan söz kapan olur. Onu da delip geçen bir alev izler (ve yok eder).

11.
(Ey Muhammed!) Şimdi sen onlara sor: "Kendilerini yaratmak mı daha zor, yoksa yarattığımız diğer şeyleri yaratmak mı? Şüphesiz biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık.

12.
Hayır, sen (onların haline) şaştın onlar ise alay ediyorlar.

13.
Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar.

14.
Bir mucize gördükleri zaman onu alaya alıyorlar.

15.
(Dediler ki) "Bu bir büyüden başka bir şey değildir."

16.
"Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra mı, biz mi tekrar diriltileceğiz?"

17.
"Önceden gelip geçmiş atalarımız da mı?"

18.
De ki: "Evet, hem de siz aşağılanmış kimseler olarak (diriltileceksiniz)."

19.
O ancak şiddetli bir sesten ibarettir. Bir de bakarsın ki onlar (diriltilmiş hazır) beklemektedirler.

20.
Şöyle diyecekler: "Vay başımıza gelene! Bu beklenen ceza günüdür."

21.
Onlara, "İşte bu, yalanlamakta olduğunuz hüküm ve ayırım günüdür" denilir.

22, 23, 24.
Allah meleklere şöyle emreder: "Zulmedenleri, eşlerini ve Allah'ı bırakıp da tapmakta olduklarını toplayın, onları cehennemin yoluna koyun ve onları tutuklayın. Çünkü onlar sorguya çekileceklerdir.

25.
Onlara, "Ne diye yardımlaşmıyorsunuz?" denir.

26.
Hayır, onlar bugün teslim olmuş kimselerdir.

27.
Birbirlerine yönelip sorarlar (çekişirler).

28.
Şöyle derler: "Siz bize sağdan gelirdiniz. Bize haktan yana görünürdünüz."

29.
Diğerleri de onlara şöyle derler: "Hayır, siz zaten mü'min kimseler değildiniz."

30.
"Bizim, sizin üzerinizde hiçbir hakimiyetimiz yoktu. Hatta siz azgın bir kavimdiniz."

31.
"Artık Rabbimizin sözü (azap) bizim hakkımızda gerçekleşti. Biz onu mutlaka tadacağız."

32.
"Evet, biz sizi saptırdık. Çünkü biz de sapkın kimselerdik."

33.
Artık onlar o gün azapta ortaktırlar

34.
İşte biz suçlulara böyle yaparız.

35.
Çünkü onlar, kendilerine, "Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur" denildiği zaman inanmayıp büyüklük taslıyorlardı.

36.
"Biz, deli bir şair için ilahlarımızı mı terk edeceğiz?" diyorlardı.

37.
Hayır, öyle değil. O, hakkı getirmiş, (önceki) peygamberleri de tasdik etmiştir.

38.
Şüphesiz siz mutlaka elem dolu azabı tadacaksınız.

39.
Siz ancak işlediklerinizin karşılığı ile cezalandırılırsınız.

40.
Ancak Allah'ın halis kulları başka.

41, 42.
İşte onlar için belli bir rızık, meyveler vardır. Onlar ikram gören kimselerdir.

43.
Onlar Naim cennetlerindedirler.

44.
Koltuklar üzerinde karşılıklı olarak otururlar.

45, 46.
Onların etrafında cennet pınarından doldurulmuş, berrak ve içenlere lezzet veren kadehler dolaştırılır.

47.
Onda baş döndürme özelliği yoktur. Onlar, onu içmekle sarhoş da olmazlar.

48.
Yanlarında bakışlarını yalnızca kendilerine çevirmiş iri gözlü eşler vardır.

49.
Sanki onlar (beyazlıklarıyla), saklanmış (gün yüzü görmemiş) yumurtalardır.

50.
Derken birbirlerine yönelip sorarlar.

51.
İçlerinden biri der ki: "Benim bir arkadaşım vardı."

52.
"Sen de tekrar dirilmeyi tasdik edenlerden misin?" derdi.

53.
"Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra mı, biz mi hesaba çekileceğiz?"

54.
Konuşan o kimse yanındakilere, "Bakar mısınız, hali ne oldu?" der.

55.
Kendisi de bakar ve onu cehennemin ortasında görür.

56.
Ona şöyle der: "Allah'a andolsun, neredeyse beni de helak edecektin."

57.
"Rabbimin nimeti olmasaydı, mutlaka ben de cehenneme konulanlardan olmuştum."

58, 59.
"Nasıl, ilk ölümümüzden başka ölmeyecek miymişiz? Bize azap edilmeyecek miymiş?"

60.
Şüphesiz bu (cennetteki nimetlere ulaşmak) büyük bir başarıdır.

61.
Çalışanlar böylesi için çalışsınlar!

62.
Ziyafet olarak bu mu daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı?

63.
Şüphesiz biz onu zalimler için bir imtihan aracı kıldık.

64.
O, cehennemin dibinde biten bir ağaçtır.

65.
Onun meyveleri sanki şeytanların kafalarıdır.

66.
Cehennemlikler ondan yiyecekler ve onunla karınlarını dolduracaklardır.

67.
Sonra onlar için bunun üstüne kaynar sudan karışık bir içecek vardır.

68.
Sonra onların dönüşleri mutlaka cehennemedir.

69.
Çünkü onlar babalarını sapık kimseler olarak buldular.

70.
Kendileri de onların izinden koşa koşa gitmektedirler.

71.
Andolsun, onlardan önce, evvelkilerin çoğu da sapmıştı.

72.
Andolsun, biz onlara da uyarıcılar göndermiştik.

73.
Bak, uyarılanların sonu nasıl oldu!

74.
Ancak Allah'ın ihlâslı kulları başka.

75.
Andolsun, Nûh bize dua edip seslenmişti. Biz ne güzel cevap vereniz!

76.
Onu ve ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

77.
Onun neslini yeryüzünde kalanlar kıldık.

78.
Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık.

79.
Âlemler içinde Nûh'a selam olsun!

80.
İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.

81.
Çünkü o, bizim mü'min kullarımızdandı.

82.
Sonra biz, diğerlerini suda boğduk.

83.
Şüphesiz İbrahim de onun taraftarlarından idi.

84.
Hani o, Rabbine temiz bir kalple gelmişti

85.
Hani babasına ve kavmine şöyle demişti: "Siz neye tapıyorsunuz?"

86.
"Allah'ı bırakıp da bir takım uydurma ilahlar mı istiyorsunuz?"

87.
"O halde Âlemlerin Rabbi hakkında görüşünüz nedir?"

88, 89.
İbrahim yıldızlara baktı ve "Ben hastayım" dedi.

90.
Bunun üzerine arkalarını dönüp ondan uzaklaştılar.

91.
İbrahim onların putlarının tarafına gizlice gitti ve şöyle dedi: "Yemez misiniz?"

92.
"Ne diye konuşmuyorsunuz?"

93.
Derken üzerlerine yürüyüp onlara güçlü bir darbe indirdi.

94.
Kavmi (telaş içinde) koşarak ona doğru geldi.

95.
İbrahim şöyle dedi: "Yonttuğunuz putlara mı tapıyorsunuz?"

96.
"Oysa Allah sizi de, yaptığınız şeyleri de yaratmıştır."

97.
Kavmi, "Onun için bir bina yapın, (içinde ateş yakın) ve onu ateşe atın" dedi.

98.
Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de onları en alçak kimseler kıldık.

99.
İbrahim şöyle dedi: "Ben Rabbime (onun emrettiği yere) gideceğim. O bana yol gösterecektir."

100.
"Ey Rabbim! Bana salihlerden olacak bir çocuk bağışla."

101.
Biz de ona uysal bir oğul müjdeledik.

102.
Çocuk kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince İbrahim ona, "Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?" dedi. O da, "Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi.

103, 104.
Nihayet her ikisi de (Allah'ın emrine) boyun eğip, İbrahim de onu (boğazlamak için) yüz üstü yere yatırınca ona, şöyle seslendik: "Ey İbrahim!"

105.
"Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız."

106.
"Şüphesiz bu apaçık bir imtihandır."

107.
Biz, (İbrahim'e) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmail'i) kurtardık.

108.
Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık.

109.
İbrahim'e selam olsun.

110.
İyilik yapanları işte böyle mükafatlandırırız.

111.
Çünkü o mü'min kullarımızdandı.

112.
Biz onu salihlerden bir peygamber olarak İshak ile de müjdeledik.

113.
Onu da İshak'ı da uğurlu kıldık. Her ikisinin nesillerinden iyilik yapanlar da vardı, kendine apaçık zulmedenler de.

114.
Andolsun, biz Mûsâ'ya ve Hârûn'a da lütufta bulunduk.

115.
Onları ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

116.
Onlara yardım ettik de onlar galip gelenler oldular.

117.
Biz onlara (hükümlerimizi) açıklayan Kitab'ı (Tevrat'ı) verdik.

118.
Onları doğru yola ilettik.

119.
Sonradan gelenler arasında onlara güzel birer ad bıraktık.

120.
Mûsâ'ya ve Hârûn'a selam olsun.

121.
Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.

122.
Çünkü onlar mü'min kullarımızdan idiler.

123.
Şüphesiz İlyas da peygamberlerden idi.

124.
Hani kavmine şöyle demişti: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"

125, 126.
"Yaratıcıların en güzelini, sizin ve geçmiş atalarınızın Rabbi olan Allah'ı bırakarak "Ba'l'e mi tapıyorsunuz?"

127.
Onu yalanladılar. Bu sebeple onlar (cehenneme) götürüleceklerdir.

128.
Ancak Allah'ın ihlâslı kulları başka.

129.
Sonradan gelenler içerisinde ona güzel bir ad bıraktık.

130.
İlyas'a selam olsun

131.
Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız

132.
Çünkü o bizim mü'min kullarımızdandı.

133.
Şüphesiz Lût da peygamberlerdendi.

134, 135.
Hani biz onu ve geride kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın (kâfir olan eşi) dışında bütün ailesini kurtarmıştık.

136.
Sonra da diğerlerini yok ettik.

137, 138.
Şüphesiz sizler (yolculuklarınız sırasında) sabah akşam onların (harap olmuş) yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hâlâ düşünmeyecek misiniz?

139.
Şüphesiz Yûnus da peygamberlerdendi.

140.
Hani o kaçıp yüklü gemiye binmişti.

141.
Gemidekilerle kur'a çekmiş ve kaybedenlerden olmuştu.

142.
Böylece, Yûnus kendini kınayıp dururken balık onu yuttu.

143, 144.
Eğer o, Allah'ı tespih edip yüceltenlerden olmasaydı, mutlaka insanların diriltileceği güne kadar balığın karnında kalırdı.

145.
Derken biz onu hasta bir halde sahile attık.

146.
Üzerine geniş yapraklı bir ağaç bitirdik.

147.
Biz onu yüz bin, yahut daha fazla insana peygamber olarak gönderdik.

148.
Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.

149.
Ey Muhammed! Onlara sor: Kız çocukları Rabbinin de, erkek çocukları onların mı?

150.
Yoksa biz melekleri dişi olarak yaratmışız da onlar şahid mi bulunuyorlarmış?

151, 152.
İyi bilin ki onlar kendi uydurmaları olarak, "Allah çocuk sahibi oldu" diyorlar. Onlar elbette yalan söylüyorlar.

153.
Yoksa Allah kızları erkeklere tercih mi etti?

154.
Neyiniz var? Nasıl hüküm veriyorsunuz!

155.
Hiç düşünmüyor musunuz?

156.
Yoksa sizin apaçık bir deliliniz mi var?

157.
Eğer doğru söyleyen kimseler iseniz getirin (bu delili içeren) kitabınızı!

158.
Allah ile cinler arasında da nesep bağı kurdular. Oysa cinler de kendilerinin Allah'ın huzuruna getirileceklerini bilirler.

159.
Allah onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir.

160.
Ancak Allah'ın ihlâslı kulları bunlar gibi değildir.

161, 162, 163.
(Ey müşrikler!) Ne siz ve ne de taptıklarınız cehenneme gireceklerden başkasını kandırıp Allah'ın yolundan saptırabilirsiniz.

164.
(Melekler derler ki) "Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır."

165.
"Şüphesiz biz (orada) saf duranlarız."

166.
"Şüphesiz biz (Allah'ı) tespih edip yüceltenleriz."

167, 168, 169.
Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: "Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk."

170.
Fakat (kitap gelince) onu inkar ettiler. Yakında (sonlarının ne olacağını) bilecekler.

171.
Andolsun, peygamber olarak gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmişti

172.
"Onlara mutlaka yardım edilecektir."

173.
"Şüphesiz ordularımız galip gelecektir."

174.
O halde bir süreye kadar onlardan yüz çevir

175.
Gözetle onları, yakında onlar da görecekler.

176.
Yoksa onlar azabımızı acele mi istiyorlar?

177.
Fakat azabımız onların yurtlarına indiğinde o uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur!

178.
Ey Muhammed! Bir süreye kadar onlardan yüz çevir.

179.
(Bekle ve) gör. Onlar da yakında görecekler.

180.
Senin Rabbin; kudret ve şeref sahibi olan Rab, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir.

181.
Peygamberlere selam olsun.

182.
Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.
  #2  
Alt 07-19-2012, 01:58
Yağmur
Guest
 
Mesajlar: n/a
Standart Sâd Sûresi

Mekke döneminde inmiştir. 88 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “Sâd” harfinden almıştır. Sûrede başlıca, Allah’ın birliği, müşriklerin inkârları ve sapıklıkları sebebiyle azabı hak etmiş oldukları, Davûd, Süleyman, Eyyüp, İbrahim, İshak, İsmail, el-Yesa’ ve Zülkifl peygamberlerin kıssaları, Davûd peygamberin hakemliği ve Hz. Peygamberin temel görevi konu edilmektedir.

Bismillâhirrahmânirrahîm

1.
Sâd. O şanlı, şerefli Kur'an'a andolsun (ki o, Allah sözüdür).

2.
Fakat inkar edenler bir büyüklenme ve ayrılık içindedirler.

3.
Biz onlardan önce nice nesilleri helak ettik. Onlar da feryat ettiler, ama artık kurtuluş zamanı değildi.

4.
Kafirler, kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve şöyle dediler: "Bu yalancı bir sihirbazdır."

5.
"İlahları bir tek ilah mı yaptı? Gerçekten bu çok tuhaf bir şey!"

6, 7, 8.
İçlerinden ileri gelenler, "Gidin, ilahlarınıza tapmaya devam edin. İşte bu istenen şeydir. Biz bunu son dinde (en son dinî inanışlarda) duymadık. Bu ancak bir uydurmadır. O zikir (Kur'an) içimizden ona mı indirildi?" diyerek kalkıp gittiler. Hayır, onlar benim Zikrimden (Kur'an'-dan) şüphe içindedirler. Hayır, henüz azabımı tatmadılar.

9.
Yoksa mutlak güç sahibi ve çok bağışlayan Rabbinin rahmet hazineleri onların yanında mıdır?

10.
Yoksa göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin hükümranlığı onların mıdır? Öyle ise sebeplere yapışarak yükselsinler (bakalım!)

11.
Onlar, çeşitli gruplardan oluşmuş ve şuracıkta bozguna uğrayacak derme çatma bir ordudur.

12, 13.
Onlardan önce de Nûh kavmi, Âd kavmi, kazıklar sahibi2 Firavun, Semûd kavmi, Lût kavmi ve Eyke halkı da Peygamberleri yalanlamışlardı. İşte onlar da (böyle) gruplardı.

14.
(O grupların) her biri peygamberleri yalanladı da onları cezalandırmam hak oldu.

15.
Bunlar da (müşrikler de) ancak (vakti gelince) asla geri kalmayacak korkunç bir ses bekliyorlar

16.
Müşrikler (alay ederek) şöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Hesap gününden önce payımızı hemen ver!"

17.
Ey Muhammed! Onların söylediklerine karşı sabret. Güçlü kulumuz Dâvûd'u hatırla. O, Allah'a çok yönelen bir kimse idi.

18, 19.
Kendisiyle birlikte tesbih etsinler diye biz, dağları ve toplanıp gelen kuşları Dâvûd'un emrine verdik. Onların her biri Allah'a yönelmişlerdi.

20.
Biz Davud'un mülkünü güçlendirdik, ona hikmet ve hakla batılı ayıran söz (hüküm verme) yeteneği verdik.

21.
Sana davacıların haberi geldi mi? Hani onlar duvarı aşarak mabede girmişlerdi.

22.
Hani Dâvûd'un yanına girmişlerdi de Dâvûd onlardan korkmuştu. Onlar, "Korkma! Biz, iki davacı grubuz. Birimiz diğerine haksızlık etmiştir. Aramızda adaletle hükmet. Zulmetme ve bizi hak yola ilet" dediler.

23.
İçlerinden biri şöyle dedi: "Bu benim kardeşimdir. Onun doksan dokuz koyunu var. Benim ise bir tek koyunum var. Böyle iken "Onu da bana ver" dedi ve tartışmada beni bastırdı."

24.
Davud dedi ki: "Andolsun, senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemek suretiyle sana zulmetmiştir. Esasen ortakların pek çoğu birbirine haksızlık eder. Ancak iman edip salih ameller işleyenler başka. Onlar da pek azdır." Dâvûd bizim kendisini imtihan ettiğimizi anladı. Derken Rabbinden bağışlama diledi, eğilerek secdeye kapandı ve Allah'a yöneldi.

25.
Biz de bunu ona bağışladık. Şüphesiz katımızda onun için bir yakınlık ve dönüp geleceği güzel bir yer vardır.

26.
Ona dedik ki: "Ey Dâvûd! Gerçekten biz seni yeryüzünde halife yaptık. İnsanlar arasında hak ile hüküm ver. Nefis arzusuna uyma, yoksa seni Allah'ın yolundan saptırır. Allah'ın yolundan sapanlar için hesap gününü unutmaları sebebiyle şiddetli bir azap vardır."

27.
Biz göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş yere yaratmadık. Bu (yaratılanların boş yere yaratıldığı iddiası) inkar edenlerin zannıdır. Cehennem ateşinden dolayı vay inkar edenlerin haline!

28.
Yoksa biz iman edip salih ameller işleyenleri, yeryüzünde fesat çıkaranlar gibi mi tutacağız? Yoksa Allah'a karşı gelmekten sakınanları yoldan çıkan arsızlar gibi mi tutacağız?

29.
Bu Kur'an, âyetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.

30.
Dâvûd'a Süleyman'ı bağışladık. O ne güzel kuldu! Şüphesiz o, Allah'a çok yönelen bir kimse idi.

31.
Hani ona akşamüstü bir ayağını tırnağı üstüne dikip üç ayağının üzerinde duran çalımlı ve soylu atlar sunulmuştu.

32, 33.
Süleyman, "Gerçekten ben malı, Rabbimi anmamı sağladığından dolayı çok severim" dedi. Nihayet gözden kaybolup gittikleri zaman, "Onları bana geri getirin" dedi. (Atlar gelince de) bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.

34.
Andolsun, biz Süleyman'ı imtihan ettik. Tahtının üstüne bir ceset bıraktık. Sonra tövbe edip bize yöneldi.

35.
Süleyman, "Ey Rabbim! Beni bağışla. Bana, benden sonra kimseye layık olmayacak bir mülk (hükümranlık) bahşet! Şüphesiz sen çok bahşedicisin!" dedi.

36.
Biz de rüzgarı onun buyruğuna verdik. Rüzgar onun emriyle dilediği yere hafif hafif eserdi.

37, 38.
Bina ustası olan ve dalgıçlık yapan her bir şeytanı, bukağılara bağlı olarak diğerlerini de, onun emrine verdik.

39.
"İşte bu bizim ihsanımızdır. Artık sen de (istediğine) hesapsızca ver yahut verme" dedik.

40.
Şüphesiz katımızda onun için bir yakınlık ve dönüp geleceği güzel bir yer vardır.

41.
(Ey Muhammed!) Kulumuz Eyyub'u da an. Hani o, Rabbine, "Şeytan bana bir yorgunluk ve azap dokundurdu" diye seslenmişti.

42.
Biz de ona, "Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içecek soğuk bir su" dedik.

43.
Biz ona tarafımızdan bir rahmet ve akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir o kadarını bahşettik.

44.
Şöyle dedik: "Eline bir demet sap al ve onunla vur, yeminini bozma." Gerçekten biz Eyyûb'u sabreden bir kimse olarak bulduk. O ne güzel bir kuldu! O, Allah'a çok yönelen bir kimse idi.

45.
(Ey Muhammed!) Güçlü ve basiretli kullarımız İbrahim'i, İshak'ı ve Yakub'u da an.

46.
Şüphesiz biz onları, ahiret yurdunu düşünme özelliği ile (temizleyip) ihlâslı kimseler kıldık.

47.
Şüphesiz onlar, bizim katımızda hayırlı, seçkin kimselerdendir

48.
(Ey Muhammed!) İsmail, el-Yesa' ve Zülkifl'i de an. Onların her biri iyi kimselerdi.

49, 50.
Bu bir öğüttür. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için elbette güzel bir dönüş yeri, kapıları kendilerine açılmış olarak Adn cennetleri vardır.

51.
Onlar orada koltuklara yaslanmış olarak pek çok meyveler ve içecekler isterler.

52.
Yanlarında gözlerini kendilerinden ayırmayan yaşıt eşler vardır.

53.
İşte bunlar, hesap günü için size vaad edilenlerdir.

54.
İşte bu bizim verdiğimiz rızıktır. Ona asla tükenme yoktur.

55, 56.
İşte böyle! Şüphesiz azgınlar için elbette kötü bir dönüş yeri, cehennem vardır. Onlar oraya girerler. Orası ne kötü bir yataktır!

57.
İşte (azap), onu tatsınlar: Bir kaynar su ve bir irin.

58.
O azaba benzer çeşit çeşit başka azaplar da vardır.

59.
(Kendi aralarında şöyle derler) "İşte sizinle beraber cehenneme tıkılacak bir grup. Onlara rahat ve huzur olmasın! Şüphesiz onlar cehenneme gireceklerdir."

60.
O grup da, "Hayır, size rahat ve huzur olmasın. Bu cehennemi bizim önümüze siz sürdünüz. Orası ne kötü durak yeridir!" der.

61.
Şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Bunu bizim önümüze kim sürdüyse cehennemde onun azabını bir kat daha artır."

62.
Yine şöyle derler: "Dünyada kendilerini kötü saydığımız adamları acaba neden göremiyoruz?"

63.
"(Cehennemlik değillerdi de) biz onları alaya mı almış olduk, yoksa (buradalar da) gözlerimizden mi kaçtılar?"

64.
Şüphesiz bu, cehennemliklerin birbirleriyle çekişmesi kesin bir gerçektir.

65.
(Ey Muhammed!) De ki: "Ben ancak bir uyarıcıyım. Her şey üzerinde mutlak otorite sahibi olan bir Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur."

66.
"O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır."

67.
De ki, "Bu Kur'an, büyük bir haberdir."

68.
"Siz ise ondan yüz çeviriyorsunuz."

69.
"Aralarında tartıştıkları sırada, yüce topluluğa (ileri gelen melekler topluluğuna) dair benim hiçbir bilgim yoktu."

70.
"Bana ancak, benim sadece bir uyarıcı olduğum vahyediliyor."

71.
Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: "Muhakkak ben çamurdan bir insan yaratacağım."

72.
"Onu şekillendirip içine ruhumdan üflediğim zaman onun için saygı ile eğilin."

73.
Derken bütün melekler topluca saygı ile eğildiler.

74.
Ancak İblis eğilmedi. O büyüklük tasladı ve kafirlerden oldu.

75.
Allah, "Ey İblis! "Ellerimle yarattığıma saygı ile eğilmekten seni ne alıkoydu? Büyüklük mü tasladın, yoksa üstünlerden mi oldun?" dedi.

76.
İblis, "Ben ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın" dedi.

77.
Allah şöyle dedi: "Öyle ise çık oradan (cennetten), çünkü sen kovuldun."

78.
"Şüphesiz benim lanetim hesap ve ceza gününe kadar senin üzerinedir."

79.
İblis, "Ey Rabbim! Öyle ise bana insanların diriltilecekleri güne kadar mühlet ver" dedi

80, 81.
Allah şöyle dedi: "Sen o bilinen vakte (kıyamet gününe) kadar mühlet verilenlerdensin."

82, 83.
İblis, "Senin şerefine andolsun ki, içlerinden ihlâslı kulların hariç, elbette onların hepsini azdıracağım" dedi.

84.
Allah şöyle dedi: "İşte bu gerçektir. Ben de gerçeği söylüyorum:"

85.
"Andolsun, cehennemi seninle ve onlardan sana uyanların hepsiyle dolduracağım."

86.
(Ey Muhammed!) De ki: "Bundan (tebliğ görevinden) dolayı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Ben kendiliğinden yükümlülük altına girenlerden değilim."

87.
"Bu Kur'an âlemler için ancak bir öğüttür."

88.
"Onun haberlerinin doğruluğunu bir süre sonra mutlaka öğreneceksiniz."
Konu Kapatılmıştır


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Neml Sûresi-Kasas Sûresi (Diyanet Meali) Yağmur Diyanet Meali 1 07-08-2012 01:39
İSRÂ Suresi-KEHF Suresi (Diyanet Meali) Yağmur Diyanet Meali 1 06-30-2012 05:44
Hicr suresi-Nahl suresi (Diyanet Meali) Yağmur Diyanet Meali 1 06-28-2012 23:15
RA'D Suresi-İbrahim Suresi (Diyanet Meali) Yağmur Diyanet Meali 1 06-28-2012 22:34
Tevbe Suresi-Yûnus Suresi (Diyanet Meali) Yağmur Diyanet Meali 1 06-28-2012 21:44


WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:08 - Tarih: 03-28-2024..


Powered by vBulletin 3.7.3
Copyright © 2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Copyright © İBADETREHBERİ Forum, All Rights Reserved
Web Tasarım: @Türker
Her Şey ALLAH(c.c) Rızası İçin.