Ya ALLAH

Anasayfa Kimler Online Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   İBADET REHBERİ FORUM > --=EDEBİYAT ve KÜLTÜR=-- > Öyküler & Hikayeler

Öyküler & Hikayeler Öykü ve Hikayeler Bölümü..

Cevapla
 
Seçenekler
  #1  
Alt 05-25-2012, 00:41
Yağmur
Guest
 
Mesajlar: n/a
Standart Simuzer...

Büyük çınar bir kıyıdaydı, küçük çınar öbür kıyıda. Aralarında bir ırmak akardı. Birbirlerine bir ırmak kadar yakın, ama bir ırmak kadar da uzaktılar.

Büyük çınar olgundu, ergindi, deneyimliydi, adı Zer'di. Küçük çınar ise, tazeydi, canlıydı, adı Sim'di. İkisini ayıran ırmağın ismini Firak koymuşlardı.

Çevrede başka ağaç yoktu sanki. Onlar sadece birbirlerini görür, sever, özler ve isterlerdi. Baharda süslenir, yazda yapraklanır, güzün sararır, kışın soyunurlardı.

Filizlenip yapraklanmaları kavuşma arzusundandı, sararıp solmaları ayrılık acısından. Kar, fırtına, ayaz oldumu, Zer, Sim için üzülür, Sim de Zer için kaygılanırdı.

Tek dilekleri vardı: Kavuşmak! Ayakları yoktu ki koşsunlar birbirlerine, kanatları yoktu ki uçsunlar. Hiç olmazsa birisi ırmağı geçebilseydi! Hayır, imkansızdı bu.

"Yanyana olsak!" derdi Zer.

"Cancana yaşasak!" derdi Sim.

Güneş etrafı aydınlatmaya başladımı neşelenir, battımı üzülürlerdi. Gerçi karanlık da engel olamıyordu onlara. Sabahlara kadar hayaller kuruyor, rüyalar görüyorlardı.

Gece mehtaba bakarlardı ikisi de. Bu ortak görüntü, birbirlerine bakıyorlarmış gibi bir his verirdi onlara. Semaya bakarken hayal kurmaları daha kolay oluyordu.

"Parlayan ay!" derdi Zer.

"İkimize pay" diye tamamlardı Sim.

Gerçi konuşmadan da anlaşırlardı, ama zaman zaman da konuşurlardı. Rüzgar sırdaşıydı onların. Fısıltılarını taşırdı. Kıyıdan kıyıya şiirler, iç çekişleri, özlem çığlıkları götürüp getirirdi.

"Yanında olsam!" derdi Zer.

"Yanımda olsan" derdi Sim, bir yankı gibi.

Bir de kuşlar vardı! Halden anlayan kuşlar. Gelirler, dallarında yuva kurar, kollarında uyur, anne olur, baba olurlardı. Derinden derine ah eden ağaçların postacılarıydı kuşlar.

Mektuplaşırlardı bazan, biribirlerine yapraklar gönderirlerdi. Rüzgar, özel bir ulak gibi çalışırdı o zaman. Zer'in yaprakları Sim'e uçar, Sim'in sayfaları da Zer'e konardı.

Bazen müzikti taşınan, bazen şiir. Sevgi, özlem, ayrılık sözleri söylerlerdi birbirlerine. Bir sırları vardı aralarında. Adını söylemiyor, ama en yoğun biçimiyle paylaşıyorlardı.

"Sendeyim!" derdi biri.

"Bendesin!" derdi diğeri.

Söz ve anlam gibiydiler. Görünürde ayrıydılar belki, ama hakikatte birdiler. Buna inanırlardı, ama yine de kavuşma arzusuyla yanmaktan alamazlardı kendilerini!

"Sen büyüksün, ben yetersizim" derdi Sim, incecik sesiyle. "Sen baharsın, ben yazım" derdi Zer. Sonra ikisi birden haykırırlardı:

"Ben yok, sen yok, biz varız!

Birbirimizi tamamlarız!"

Evet, yanyana değillerdi, ama onlar kavuşma sevincini başka türlü yaşarlardı. Sonbahar geldimi ikisinin de yaprakları dökülürdü yere. Özlemle sararan yapraklardı bunlar.

Buna da razıydılar, ama bu hal uzun sürmedi. Ormana bir oduncu geldi. Korkuyla titrediler. Eli baltalı adam, hangisini kessem acaba, diye bakınmaya başladı. Bir celladın gözleriydi gözleri!

Hem Zer, Hem de Sim, celladı kendilerine çağırıyorlardı. "Bana gel, beni kes! Bak, ben çok yaşadım!" diyordu Zer. Sim ise, "Ben tazeyim, beni kes, zorluk çıkarmam sana!" diye haykırıyordu.

Oduncu, ince ve kolay olana yöneldi. Henüz hayatının baharını yaşayan Sim'i kesti, devirdi. Taşısın diye attı ırmağa. Zer'in göklerde yankılanan feryadını işitmedi bile.

Zer, "Beni de, beni de kes!" dediyse de duyuramadı sesini. Giden sevgilinin ardından acıyla inledi. Rüzgara yalvardı o zaman. "Lütfen es!" dedi. "Hiç esmediğin bir güçle es! Fırtına ol!"

"Niçin?" diye sordu rüzgar. "Beni suya devir! Bak, o gidiyor!" dedi, Zer. Durumu kavradı rüzgar. Görülmedik bir hızla, şiddetle ve tutkuyla esti, esti, esti. Fırtına oldu.

Zer'in yıllanmış gövdesi dayanamadı bu fırtınaya, suya devrildi. Sim'in ardı sıra akmaya başladı. "Elbet bir yerde buluşuruz" diyordu. "Nasılsa aynı yöne gidiyoruz!"

Öyle de oldu... Yüze yüze bir kereste fabrikasının önüne vardılar. Adamlar geldi yanlarına, ikisini de ırmaktan çıkardılar. Kestiler, biçtiler, tahtalar haline getirdiler, depoya götürdüler.

Gece konuşacaklardı. Hep gece konuşurdu onlar.

Birlikteydiler, mutlu olmaları gerekirdi, ama değillerdi işte. Bir sızı vardı gönüllerinde, ince bir sızı. Yaşanmamış hayatlardan kalan bir boşluk gibiydi!

Böyle olmamalıydı... Zer, derin bir ah etti. Kendi kendine konuşur gibi "Nehrimizin kıyısında yanyana olsaydık!" dedi. "Can cana yaşasaydık!" diye inledi, Sim. Acı dolu sustular.

Dallarını, yapraklarını, kuş cıvıltılarını, yağmur şıpıltılarını, ırmak türkülerini, rüzgar uğultularını hatırladılar. İç geçirdiler... Artık, ne baharlar vardı, ne de yazlar.

Şimdi kupkuruydular. Gözyaşı bile dökemeden uzun zaman ağladılar. Fısıldaşmaları dileklere dönüştü. Her gece bıkmadan usanmadan tekrar ediyorlardı.

Geriye dönüş imkansızdı, anlamışlardı, ama ileriye gidiş mümkündü, bunu farkettiler. Yalnız hatıralar yoktu ki, ümitler ve hayaller de vardı.

"Cennette olsak!" diyordu, Sim.

"Yanyana yaşasak!" diyordu, Zer.

"Önümüzden bir ırmak aksa..."

"Irmak bizi ayırmasa..."

"Dallarımıza kuşlar konsa..."

Konu Yağmur tarafından (05-25-2012 Saat 00:54 ) değiştirilmiştir..
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 01-28-2018, 15:52
SaRey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
SaRey SaRey isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: Jan 2018
Mesajlar: 690
Standart

"Cennette olsak!" diyordu, Sim.
"Yanyana yaşasak!" diyordu, Zer.
"Önümüzden bir ırmak aksa..."
"Irmak bizi ayırmasa..."
"Dallarımıza kuşlar konsa..."

Yüreğinize sağlık.Özlü yansımalar.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Hizli Erisim


WEZ Format +3. Şuan Saat: 11:19 - Tarih: 03-28-2024..


Powered by vBulletin 3.7.3
Copyright © 2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Copyright © İBADETREHBERİ Forum, All Rights Reserved
Web Tasarım: @Türker
Her Şey ALLAH(c.c) Rızası İçin.