Ya ALLAH

Anasayfa Kimler Online Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   İBADET REHBERİ FORUM > --=Genel Dini Bölüm=-- > Serbest Kürsü

Serbest Kürsü Genel Konuların Bulunduğu Bölüm.

Cevapla
 
Seçenekler
  #1  
Alt 06-24-2012, 18:27
CUMHUR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
CUMHUR CUMHUR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Özel Üye
 
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 4,046
Standart Sırat'ta yürür gibi.

İnsan olmanın ağır sorumluluğundan, Allah’a karşı vazifelerimizi tam olarak yerine getirememekten, istikametten ayrılmaktan, boş korku ve endişelerde yitip gitmekten, boş ümitlerden, Rabbimiz’in bizi kendimizle baş başa bırakıvermesinden, kibirden, Allah’ın azametinden korkarak ve tüm bunlardan yine Allah’a sığınarak bir ömrü geçirmek… Nihayetinde son nefesimizi Allah’a ümitle, ondan razı olarak verebilmek… Nasibimiz inşallah budur.

Emanet göklere, yere ve dağlara sunuldu.

Emanetin büyüklüğünü, ağırlığını bildi de korktu; alamadı emaneti gökler, alamadı yer, alamadı dağlar.

Cahildi insan, yüklendi emaneti.

Şimdi önümüzde yollar var, tuzaklarla dolu yollar.

Korkulu ve ümit dolu bir bekleyiş bekliyor bizi.

Allah’ı hakkıyla bilmenin korkusu ve Allah’ı hakkıyla bilebilmek ümidi bekliyor.

Başka başka korkularda kaybolmadan, başka başka ümitlere kapılmadan, insanlığımızla yürümek bekliyor.

Ve ellerimiz.

Ümit ile, korku ile açılmayı bekliyor.

Onların Korkusu

Mal-mülk korkusu, can korkusu, gelecek endişesi… Yarınlar, yarınlar, yarınlar… Yani bize ait olmayan zamanların, bizim olmayan canın ve malın korkusunu yüklenmiş gidiyoruz. Oysa insan olmak en büyük korkuyu beraberinde taşımaktır, bilsek de bilmesek de. O yalancı korkularımız, emanete riayet edebilmek korkusunun üstünü örtüyor. Oysa onlar, yani Saadet Asrı’nın mimarları, her daim o asıl korkuyu iliklerinde hissederlerdi.

İnsan olmanın sorumluluğunu bildi ve Hz. Ebu Bekir r.a. bir gün ağaca konmuş bir kuşa şöyle dedi:

- Ey kuş, ne mutlu sana! Vallahi senin gibi bir kuş olmak isterdim. Ağacın meyvesini yiyor, sonra uçuyorsun. Ya da ağaç olmak isterdim. Deve gelip yapraklarımı koparır, çiğnerdi. İnsanlık yükü sırtımda, eziliyorum. Mümin bir kulun başında bir kıl olsaydım.

İmran b. Husayn r.a. da insan olmak yerine şiddetli bir fırtınada rüzgarın savurduğu toz olmayı istiyordu.

Hz. Ali r.a. bir sabah, namazını kıldıktan sonra üzüntüsünden yüzünün rengi değişmiş halde şöyle dedi:

- Bugün Rasul-i Ekrem s.a.v.’in ashabının tavrına benzer bir tavır göremiyorum. Onlar sabaha saç ve sakalları karışmış, secde etmekten alın ve yüzleri tozlu olduğu halde çıkarlardı. Onlar geceyi, Kur’an okumak ve namaz kılmakla geçirerek sabaha ererlerdi. Sabahleyin Allah’ı zikrettiklerinde korkularından rüzgarın ağaçları sallaması gibi titreşirler, gözlerinin yaşından elbiseleri ıslanırdı. Şimdi nedir bu, sanki gafiller arasında bulunuyorum!

Ve… bu sözünden sonra, şehit oluncaya kadar bir daha gülmedi.

Cennetin Kapıları Açık

Hz. Aişe r.a. da emanetin büyüklüğünü farkedenlerden. O da bir ağaç olmayı istiyor. Kuruyup gitmeyi, unutulmayı…

Yine bir korkuyu taşıyor Hz. Aişe …

Oysa ne çok severiz övülmeyi, iltifatları, iyiliklerimizin bir bir sayılıp dökülmesini. Hz. Aişe r.a. kendisinden övgüyle bahsedilmesinin korkusunu taşıyor.

Hastalandığı bir gün Rasulullah s.a.v.’in amcası Abbas’ın oğlu Abdullah r.a.:

- Aişe, müjde sana! Allah Rasulü’nün senden daha genç bir hanımı olmadı. Sana atılan iftiranın asılsız olduğuna dair, senin masumiyetini bildirmek için gökten ayet indi. Ne mutlu sana!

Daha sonra Hz. Aişe r.a.’ın yeğeni İbn Zübeyr r.a. geldi. Hz . Aişe r.a.:

- Yeğenim Abdullah b. Abbas r.a. beni görünce yüzme karşı övdü. Artık, hiç kimsenin beni övdüğünü duymak istemiyorum. Keşke unutulup gideydim.

Yine bir gün Hz. Aişe r.a. merak etti ve Efendimiz s.a.v.’e sordu:

- Ümmetinden hesap sorulmadan cennete girecek olan var mı?

Efendimiz s.a.v.:

- Evet; günahlarını hatırlayıp ağlayanlar hesapsız cennete girecekler.

Mal Korkusu, Ama Nasıl?

Hz. Selman r.a., rahatsızlanmıştı. Saad b. Ebi Vakkas r.a. ziyaretine geldi. Baktı ki Hz. Selman r.a. ağlıyor. Saad sordu:

- Kardeşim neden ağlıyorsun? Sen Rasulullah’a arkadaş olmadın mı? Ayrıca daha birçok güzel şey yapmadın mı?

Hz. Selman r.a.:

- Ey Saad! Ben dünyaya bağlılığımdan ya da ahireti istemediğimden korkup ağlamıyorum. Rasulullah s.a.v. bize bir vasiyette bulunmuştu. Ben o vasiyeti çiğnedim. Onun için ağlıyorum.

- Allah Rasulü sana ne vasiyet etmişti ki?

- O bize “Sizden herhangi birinize bir süvari azığı kadar dünyalık yeter.” diye tavsiyede bulunmuştu. Bu vasiyeti çiğnediğimi sanıyorum; malımdan korkuyorum ey Saad! Sana gelince, hüküm verirken, bir malı taksim ederken Allah’tan kork. Kederlendiğinde Allah’tan sakın ve O’na sığın, sınırı aşma.

Ve Hz. Selman r.a. vefat ettiği zaman, geride birkaç gün yetecek az bir para ile birazcık da yiyecek bırakmıştı.

Hz. Muaviye r.a. vebaya yakalanan dayısı Utbe b. Ebu Haşim r.a.’ı ziyarete geldi. Ebu Haşim r.a. ağlıyordu. Muaviye r.a.:

- Dayı neden ağlıyorsun? Seni dayanılmaz ağrıların mı, yoksa dünyaya bağlılığın mı ağlatıyor?

Ebu Haşim r.a.:

- Hayır, asla! Allah Rasulü bize bir tavsiyede bulunmuştu. Ama biz onun sözünü tutamadık. Ona ağlıyorum.

- Allah Rasulü’nün tavsiyesi ne idi?

- O, “Mal biriktirene Allah yolunda kullanacağı bir binek ile, hizmetinde bulunacak, işini görecek birisi yeter.” demişti. Halbuki ben bugün kendimi hayli mal sahibi görüyorum.

Ve… Ebu Haşim r.a. vefat ettiğinde bıraktığı malı hesap edildi. İçinde hamur yoğurup yemek yediği çanak dahil çok az bir malı vardı.

‘Rabbimiz Affeder’

İnsan olmak, bir ömür en büyük korkunun başını beklemek… Bununla beraber en büyük ümit de insanı bekliyor.

Bir gün Rasul-i Ekrem s.a.v. buyurdular:

- “Eğer benim bildiğimi bilseydiniz az güler, çok ağlardınız. Ve dağlara çıkar, Allah’a yalvarırdınız.”

Bunun üzerine hemen Cebrail a.s. gelerek şöyle seslendi:

- “Allahu Tealâ, ‘Niçin kullarımı ümitsizliğe düşürdün? Yanlarına çık ve onları ümitlendir, şevklendir!’ buyuruyor.”

Bir gün sahabilerden biri günahının çokluğundan ötürü kederlendi, ümitsizce dolaşmaya başladı. Onu gören Hz. Ali r.a.:

- Allah’ın rahmetinden ümidini kesme. Ümitsizlik, günahlarından çok daha büyük günahtır, dedi.

Yine bir gün ashaptan biri Efendimiz s.a.v.’e gelerek sordu:

- Ey Allah’ın Rasulü! Bütün bu insanların hesabını kıyamet gününde kim takip edecek?

Efendimiz s.a.v.:

- Allahu Tealâ takip edecek. Sahabi :

- Bizzat kendisi mi?

- Evet.

Bu cevabı duyan sahabi güldü. Efendimiz s.a.v.:

- Niçin güldün? diye sordu. Sahabi :

- Kerem sahibi Rabbimiz affeder, hesap gördüğü vakitte de müsamaha eder, dedi. Efendimiz s.a.v.:

- Doğru söyledin. Allah’tan daha keremli, daha cömert kimse olamaz. O bütün keremlilerden keremlidir.

Sevdiğimden ayrı kalırım diye kim korkmaz? Ve kim, sonsuza kadar sevdiğiyle bir arada olmak ümidiyle, hasretiyle yaşamaz?

Bir sahabi Efendimiz s.a.v.’e geldi ve sordu:

- Yalnız Ramazan orucumu tutarım ve yalnız farz olan beş vakit namazımı kılarım. Bunlara bir şey ilave etmem. Zekât ya da sadaka verecek, hacca gidecek gücüm de yoktur. Öldüğüm vakit neredeyim?

Efendimiz s.a.v. bu soruyu gülümseyerek karşıladı ve şöyle dedi:

- Evet, benimle berabersin. Eğer kalbini iki şeyden; yabancıya bakmaktan ve müslümana hakaretle nazar etmekten korursan, benimle beraber olursun.

‘Yakında Siz de Göreceksiniz’

Enes b. Malik r.a…. O, Efendimiz’e hicret etmiş, Rasulullah s.a.v. vefat edene kadar yanında bulunmuştu. Ölüm döşeğindeydi. Ashaptan birkaç kişi odasına girdiler ve durumunu sordular. O da mütebessim bir edayla:

- Size nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Ancak, siz de yakında Allah’ın ne büyük affedici ve kerem sahibi olduğunu göreceksiniz, dedi. Sonra vefat etti.

Ümidimiz ve Korkumuzla

Hz. Ömer r.a. rahatsızlanmıştı. Rasulullah s.a.v. ziyaretine gitti. Efendimiz s.a.v. sordular:

- Ömer, kendini nasıl hissediyorsun?

- Hem ümitvarım, hem de korkuyorum.

Rasulullah s.a.v.:

- Bir müminin kalbinde ümit ve korku birlikte bulunduğunda muhakkak Allah o mümine umduğunu verir, korktuğundan da emin kılar.

Hz. Ömer r.a. şöyle demiştir:

- Eğer gökten, “ey insanlar, biriniz hariç hepiniz cennete gireceksiniz” diye seslenilse, cennete giremeyecek olan benim derim. Yine “ey insanlar, biriniz hariç hepiniz cehenneme gireceksiniz” denilse, cehenneme girmeyecek o bir kişi ben olabilirim, diye ümit ederim.

Hz. Ali r.a. oğullarından birine şöyle demiştir:

- Oğlum, Allah’tan öyle kork ki, bütün insanların yaptığı iyiliklerle O’nun huzuruna çıksan da onları kabul etmez san. Yine Allah’a öyle bir ümitle bağlan ki, bütün insanların günahlarıyla O’nun huzuruna çıkacak olsan da hepsini affedeceğini düşün.

Bir gün tüm yüklerimizden kurtulsak.

Tek korku ve tek ümitle kalıversek.

O’ndan ayrı kalıvermek korkusu ve ebediyyen O’nunla kalabilmek ümidi ile…

“Onlar, ümit ederek ve korkarak bize dua ederlerdi.” (Enbiya, 90)


--------------------------------------------------------------------------------

alıntı....
__________________
Hatırlar mısın? Doğduğun zaman, sen ağlardın gülerdi alem. Öyle bir yaşam sür ki, mevtin sana hande olsun. Halka matem...
Ölüm, sevgiliyi sevgiliye kavuşduran bir köprüdür
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
İbrahim Gibi kemal864 Ata Sözleri & Özlü Sözler 0 04-08-2010 01:43
Su Gibi Yağmur Şiirler 0 02-17-2009 21:02
deme var mı ben gibi CUMHUR Serbest Kürsü 0 12-23-2008 21:12
Su Gibi Aziz Ol Yağmur Serbest Kürsü 0 12-21-2008 19:27
ßir MasaL Gibi Hattab Öyküler & Hikayeler 0 07-01-2008 17:22


WEZ Format +3. Şuan Saat: 05:38 - Tarih: 04-30-2024..


Powered by vBulletin 3.7.3
Copyright © 2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Copyright © İBADETREHBERİ Forum, All Rights Reserved
Web Tasarım: @Türker
Her Şey ALLAH(c.c) Rızası İçin.