Ya ALLAH

Anasayfa Kimler Online Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   İBADET REHBERİ FORUM > --=Genel Dini Bölüm=-- > Tasavvuf

Tasavvuf Tasavvuf Alemi..

Cevapla
 
Seçenekler
  #1  
Alt 03-27-2008, 23:43
CUMHUR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
CUMHUR CUMHUR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Özel Üye
 
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 4,046
Standart Tasavvuf - Zühd - 2. Bölüm

ZÜHD

Zühd, dünyada mal, şehvet ve her türlü maddi istek ve arzularımızdan -az olsun çok olsun-* tıpkı bir ölünün uzaklaştığı gibi uzaklaşmaktır. İbrahim b. Edhem. hazretleri buyurmuştur ki: «Cinsel ilişkiyi adet haline getiren kişiden hayır gelmez». Bu söz daha çok sülik hayatına başladıktan sonra geçerlidir. Nitekim ben de tasavvufa ilk başladığım yıllarda, Şeyh-i Ekber Muh*yiddin b. Arabi kaddesallahu sirruhussanii hazretleri beni üç şeyden menetti. 1 - Alaca kıyafet giymekten. Çünkü vahdeti arzulayan kişinin elbisesinin renginde de bir vahdet olması gerekir. Ehlullah nazarında insanın mana ve suret (şekil) birliği gerekli olan bir şeydir. 2 - Asaya yani bastona dayanmak. Bu şu demektir: Masivaya dayanma, dayanılacak tek şey Allah'tır. Dünyada herhangi bir şeye güvenmek öyle bir ağaç parçasına dayanmaktır. Süleyman (a.s,) bir gün asasına dayanmış fakat bir müddetsonra asanın içindeki kurt asayı kemirerek onun yere düşmesine sebep olmuştur. 3 - Aşırı cinsel ilişkiden sakınmak. Buna bir örnek olarak tarikatımızın piranından Üftade hazretleri, efendimiz Aziz Mahmud Hüdai'ye, sülükunun ilk yıllarında evine ancak haftada bir kere gitmesine izin veriyordu. Metinde geçen 'cah' yani makam ve itibar kelimesi insanlar arasında itibar, izzet ve kabul anlamındadır. Bunun haklı veya haksız olması fark etmez. Bir bölgede bir insanın şöhreti ve halkın sevgisi' beraber olabilir. Fakat bu yine de uygun değildir. Ve manevi terakkiye manidir. Bu gibi şeylere olan sevgi, nefsani arzulardan oldu*ğundan onlardan annmak gerekir. Bu gibi mal ve makam sevgisinden annmak tıpkı tabii ölü*mün insanı dünyadan ayırdığı gibi bir mevt-i fena halidir. İnsan bu makamda bütün nesnelerle ilişkisini keser. Ta ki, bu nesneler kendisine en*-gel ve set olmaktan çıkana kadar. Fakat eğer evliyse boşanmaz, öylece devam eder. Evli değil ise, evlenmesi doğru değildir. Çünkü insan genellikle evlilik durumunda zihnini toparlayacak zamanı bulamaz. Halbuki süluk, zinde bir gayret ve dağınık olmayan bir irade ister. Zühdün hakikatı dünya ve ahirette zahid olmaktır. Hz. Peygamber (a.s,) şöyle buyurdu: «Dünya ahiret ehline, iihiret de dünya ehline ha*ramdır. Fakat ehlullaha her ikisi de haramdır.» Yukanda açıklanan zühd dünyayı zihnen terk ediştir. Buna terkoi dünya denir. Fakat 'ger*çek anlamda tam zühd ahireti de terketmektir. Yani ahiretin makam ve derecelerine de iltifat etmemektir. Çünkü bunların hepsi mahlüktur. Oysa mahlük gaye olamaz. Yaratan dururken yaratılana meyletmek ve onu hedef almak yanlış ve abestir. Bunun için aşıklar Süleyman (a.s) hazretlerine iltifat etmedikleri gibi onun mülküne ve cennet nimetlerine de iltifat etmediler. Bu, cenneti küçümsemek anlamında alınmamalıdır. Allah'ı müşahede yeri olan Cennet'in, süfiler tarafından küçümsenmesi düşünülemez. Yukarıdaki hadiste geçen 'haram' kelimesi yasak anlamındadır. Normal huküki yasaklar gibi, ahiret ehli için de dünyalık şeylere bağlan*mak yasaktır. Çünkü her ikisini, yani dünya ve ahireti beraber yürütmek iddiası, doğu ile batıyı birleştirmek gibi olduğundan imkansızdır. Bunlar iki kuma gibidir ki, birini razı etsen diğerini küstürürsün. Aynı şekilde dünya ehline de böyle yasaklar getirilmiştir. Çünkü köşk, villa ve saraylar yapmak peşinde olanların ahirete vakit ayırması imkansızdır. Veliler Allah'ın özellikle seçtiği kullarıdır.Dünya ve ahiretle irtibatlı olmalan yasaklanmıştır. Bunlar bir hükümdann özel hizmetlerini gören kişilerdir ki, beldeler zabtedip meydanlarda savaşmazlar. Ehl-i dünyanın ahiretten menedilmesi 'hizlan', 'haylület' ve 'tevekkül-i nefs'dir. Nitekim yüce Kur'an'da şöyle buyurulmaktadır: «İyi biliniz ki, Allah kişi ile kalbi arasına girer ...»(En*fal, 24). Hz. Peygamberde (s.a.v) şöyle dua etmişti. «Allahım, beni bir an bile nefsimle baş*başa bırakma». Bundan. da anlaşılacaği gibi Allah'tan yardım dilemek gerekir. Ehl-i ahiretin dünyadan, ehl-i dünyanın da ahiretten menedilmesi Allah'ın bir yardımı ve ihsanıdır.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Tasavvuf - Zikir - 6.Bölüm CUMHUR Tasavvuf 3 09-13-2009 21:26
Tasavvuf On Esas - 1. Bölüm CUMHUR Tasavvuf 0 03-27-2008 23:41


WEZ Format +3. Şuan Saat: 16:43 - Tarih: 04-29-2024..


Powered by vBulletin 3.7.3
Copyright © 2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Copyright © İBADETREHBERİ Forum, All Rights Reserved
Web Tasarım: @Türker
Her Şey ALLAH(c.c) Rızası İçin.