Ya ALLAH

Anasayfa Kimler Online Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   İBADET REHBERİ FORUM > --=EDEBİYAT ve KÜLTÜR=-- > Aile & Çocuk & Eğitimi

Aile & Çocuk & Eğitimi Aile ve Çocuk Eğitimi Hakkındaki Konular..

Cevapla
 
Seçenekler
  #1  
Alt 03-02-2009, 02:15
takva - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
takva takva isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 79
Standart Kötü Ahlaklı Eşe Sabrın Sevabı...


Allah-u Zülcelâl ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Erkekler, kadınlara hâkimdirler. Çünkü Allah, kimini kiminden üstün kılmıştır. Erkekler, mallarından harcamaktadırlar. İyi kadınlar, itaatkâr olanlar ve Allah'ın korumasını emrettiği şeyleri, kocalarının bulunmadığı zamanlarda koruyanlardır." (Nisa; 34)

Allah-u Zülcelal'in bu fermanı, yarattığı erkeğin bazı kabiliyetlerini kadından üstün olarak ihsan etmesinden dolayıdır. Bu cihetle evin hâkimi erkektir. Reis odur. Mesul de odur. Öyle olunca kadın, erkeğin meşru olan her emrine itaate mecburdur. Bunu ayet ve hadisler, açıkça beyan etmektedir. Hatta kadınlar nafile ibadetlerini bile erkeğin müsaadesi ile eda etmelidirler.

Allah-u Zülcelâl başka bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur: "Ey iman edenler! Kadınlara iyilikle muamelede bulunun. Eğer onlardan hoşlanmazsanız, olabilir ki, Allah hoşunuza gitmeyen bir şeyde, çok hayır yaratmıştır." (Nisa; 19)

Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyuruyor: "Kim hanımının huysuzluğuna ve kötü ahlakına karşı sabır ve tahammül gösterirse, Allah’-u Zülcelâl ona Eyüp (as)'ın göstermiş olduğu sabrın sevabını verir. Şayet kadın, kocasının kötü ahlakı veya huysuzluğuna sabrederse, Allah da ona Hz. Asiye'nin, kocasının vermiş olduğu eziyetlere gösterdiği sabrın sevabını verir."

Nikâh akdi ile izdivaç kurmuş olan müslüman kadın ve erkek bir vücut gibidirler. Birbirlerine karşı riayet etmeleri gereken hakları ve edepleri vardır. Bunları layık olduğu şekilde yerine getirmeye çalışmak, hem emr-i ilahi, hem peygamberin sünneti, hem de yolun adabı ve kendi saadetleri içindir.

Allah’ın rızasına talip olan bir müminin, evvel emirde aile hukukuna çok riayetkâr olması lazımdır.

Cenab-ı Hak evlilik birliğini ‘hududullah’ denilen ilahi sınırlarla sınırlandırmıştır. Bu sınırlar yani esaslar, huzur ve saadetin devamı için gereken şartlardır. Bu şartlara uymamak aileyi yıkmaktır.

Erkeğin Hanımı Üzerindeki Hakları

Hz. Peygamber (sav) şöyle buyuruyor; "Eğer bir kimseye Allah'tan başka birine secde etmesini emretseydim; kadınlara, kocalarına secde etmelerini emrederdim. Hâlbuki Allah-u Zülcelalin hakkı, erkeklerin kadınlar üzerindeki hakkından daha büyüktür." (Tirmizi,Raza:10; Ebu Davud, Nikah:40) İşte, koca hakkı bu kadar büyüktür.

İbn-i Ömer (ra)ın rivayet ettiğine göre kadının biri, Peygamber Efendimiz (sav)'e gelerek: ‘Ya Resulallah erkeğin eşi üzerindeki hakları nelerdir?’ diye sordu. Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurdu: ‘Kadın at sırtında dahi olsa, kocasına kendisini teslim etmemezlik yapmaması, Ramazan ayı dışında kocasından izinsiz bir gün bile oruç tutmaması, eğer tutarsa kocasının ve itaatsizliğin günahı kendisinin olur. Ve kocasından izin almaksızın evden dışarı çıkmamasıdır. Eğer çıkarsa, hem rahmet hem de azap melekleri kendisine lanet okurlar."

Kab’ul Ahbar'ın (ra) belirttiğine göre; kıyamet günü kadının ilk sorguya çekileceği namaz, ondan sonra da koca hakkıdır.

Hasan Basri (ra)'ın rivayet ettiğine göre, Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyuruyor: "Eğer kadın, kocasının evinden kaçarsa, geri gelip elini kocasının avucuna koyarak; 'Bana ne istersen yapabilirsin!' deyinceye kadar namazı kabul olmaz."

Aralarındaki tabiî işler; müşavere, iffet, ünsiyet, muhabbet, nezaket, hülasa edep dairesinde cereyan edecektir. Kadın; kocasının vücudunun ayrılmaz bir parçası, hayat arkadaşı, huzur ve rahat vesilesi, sevgi ve şefkat mastarı, saadet müsteşarıdır. Bu bakımdan birbirlerini tamamlarlar.

Kadın evin düzenine, temizliğine, çocuklarının bakım ve terbiyesine, yemek ve giyimlerine nezaret eder, bu işleri yürütür. Her gün karşılama ve yolcu etmelerde, konuşmalarında, asaletinin, necabetinin ve edebinin kemalini gösterir.

Yorgun gelen aile reisinin eve bağlılık kazanmasını sağlamak, dinlendirmek, yuvasında saadetten onu doyurmak ve kendi hizmet ve emeğini ona hissettirmek kadının şiarıdır, özelliğidir. Bütün bu edepler İslam hanımefendisinin özelliğidir.

Kadının Eşi Üzerindeki Hakları

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "Sizin en hayırlınız hanımına karşı en iyi olandır." (Tirmizi, İbn Mace)

Kadının kocası üzerinde beş hakkı vardır:

1- Zevcenin maddi ihtiyaçlarını karşılamak, maişetini temin etmek erkeğine aittir.
Hâkim b. Muaviye (ra)ın babasından rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Onlara yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin. Onları dövmeyin. Onlara çirkin demeyin, kötü söz söylemeyin." (Ebu Davud, Nikâh, 42)

2- Hanımının hizmetlerini takdir etmek, yorgunluğunu giderecek söz söylemek; seveceği şeyleri almak; onu neşelendirecek işler yapmak; söz verdiği vakitte gelmek; farz ve sünnet olan hukukuna riayet etmek; erkeğin kendisi için mübah olsa da ailenin intizarda kalmasına, beklemesine, merak ve üzülmesine asla meydan vermemek, olgun bir müslüman erkeğin vazifesidir.

3- Erkek hanımını takdir etmelidir. İyi niyetli, ülfet edilir insan, kendi zevcesinde hoşuna gidecek nice meziyetler bulabilir. Ayıp aramaya değil, meziyet aramaya bakmalıdır. Marifet iltifata tabidir. İltifatsız marifet, zayidir.

Keza hadis-i serifte şöyle burulmuştur: "Kadınlar hakkında birbirinize hayır tavsiye ediniz." (Buhari, Enbiya,1, Nikah, 80; Müslim, Raza, 60)

4- Kadının, kocasının kendisi ile meşgul olmasını istemesi hakkıdır. Bunu devamlı ister. Buna ruhen muhtaçtır. Onun için erkek; sevgi, nezaket, ünsiyet, ikram, ihsan, şefkat ve merhamet gibi güzel İslam ahlakını, hiç esirgemeden ailesine göstermelidir. Bunlar ünsiyetin şartlarından, saadetin anahtarlarındandır.

5- Olur olmaz şeyler için kadına darılmamalıdır. Bu, İslam dininde men edilmiştir.

Peygamber Efendimiz (sav) diğer bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: "Mü'min bir erkek, mümine bir kadına kızıp darılmasın. Eğer onun bir huyundan hoşlanmazsa, başka, huyundan memnun kalabilir." (Müslim, Raza, 61; Ahmed b. Hanbel, III/329)

Birbirini garip tecessüslerle, bir konuda aşırı titizlik göstererek sıkıştırmak üzüntü verir. İyilik ve hüsn-ü zan varken kötülüğe, su-i zanna düşmek doğru değildir.

6- Erkek (tabi ki kadın da) aile sırları asla dışarıya ifşa etmemelidir. Nitekim Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet gününde Allah nezdinde en kötü bir mevkide bulunan insanlardan biri de ailenin mahrem münasebetlerini, sırlarını ifşa eden kimsedir.” (Müslim, Nikah, 123)

Ailenin ilminin, ahlakının, amel-i salihasının yükselmesine çalışmak adaptandır. Sıhhatini, hava almasını, meşru olan eğlenme ve dinlenmesini temin etmek de yine erkeğe düşen vazife ve adabtandır. Abdest, namaz, oruç gibi zaruri bilgileri kadına öğretmelidir.

7- Kadın baskı altında tutulmamalı, ona zulüm yapılmamalıdır. Çünkü o, kocasının elinde emanettir. Eğer kadın kocasına karşı ölçüsüz bir davranışta bulunursa, kocası olgunca hareket ederek sabretmeli ve taşkınlığa kapılarak, karşısındakinden daha fazla zararlı olabilecek bir harekete kalkışmamalıdır.

Karı ve koca, birbirlerine karşı vazifelerini yerine getirirlerse, hem dünyada hem de ahirette cennette gibi mutlu olacaklardır.

Enes b. Malik (ra)'ın anlattığına göre; “Peygamber Efendimiz (sav): ‘İmanı en kâmil mümin kimdir?’ Şeklindeki bir soruya: ‘Ailesi ile en iyi şekilde geçinen kimsedir’ cevabını vermiştir.”

Hasan-ı Basri (ra)'ın naklettiğine göre, Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyuruyor:
"Kadınlarınıza iylikle öğüt veriniz, Çünkü onlar size emanet edilmiştir. Size karşı ellerinde hiç bir şey yoktur. Onları Allah'ın emanetleri olarak aldınız ve Allah'ın hükmü üzerine ırzları size helal kılındı."

Manevi Hastalıklarımızın Tedavisi

Şunu iyi bilmemiz lazımdır ki aile saadetimiz, birbirimizle iyi geçinmemiz, manevi hastalıklarımızın tedavisine bağlıdır. Bir insan ne kadar güzel ahlaklı olursa, eşine de öyle güzel davranacaktır.

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır: “Bir kimsenin sadaka vermek için malı yoksa bütün müminleri kastederek ‘Estağfirullah estağfirullahelî velil mü’minine vel müminat’ diyerek, istiğfarda bulunursa, Allah-u Zülcelâl kendisine, yeryüzündeki kadın ve erkek müminlerin sayısınca, sadaka sevabı yazar.”

Ne kadar güzel fırsatların henüz elimizde olduğunu bilip, bunları tatbik etmeliyiz.

Allah-u Zülcelal’in katında, dediğimiz gibi çok büyük ve hiç bitmeyecek sevaplar vardır. Mü’min bir kimsenin yapmış olduğu tesbihatlar karşılığında, Allah-u Zülcelâl Kıyamet Günü’nde, dünya ve onun içinde bulunanlardan, ona daha fazla sevap verecektir.

Peki, bunları bilip inandıktan sonra, yapmamak büyük bir akılsızlık değil midir? Evet, bu, düpedüz kendi nefsimize zulümdür.

Bunları anlattığımız zaman, herkes doğru olduğunu beyan etmektedir. Ancak bunları yapamıyoruz. Yapamamamızın sebebi ise manevi olarak hasta olmamızdır. Bu ecir ve sevapları kazanacak olan içimizdeki manevi insan, hasta olduğu için, bütün bunlardan mahrum kalmaktadır.

İnsanın zahiri yanı, dünya ile meşguldür. Manevi yanı ise ahiret ile meşguldür. Tabi, zahiri insan hasta olduğu zaman, nasıl bir iş yapamaz ve geçimini, dünya hayatını devam ettirecek imkânları sağlayamaz ise manevi insan da hasta olduğu zaman, ahiret hayatını kazanacak ecir ve sevaplardan mahrum kalır.

Ancak, bu hastalığı gidermenin çareleri vardır. Bu çarelere başvurmak suretiyle, kendimizi kurtarmaya gayret sarf etmeliyiz. Nefsimiz istemese dahi, bu çarelere sarılmak, bizim kurtuluşumuzdur.

Mü’min, şuurlu olmalıdır. Zahiri olan vücudumuzda herhangi bir hastalık meydana geldiği zaman, hemen bunu hissediyor ve tedavisini nasıl yapıyorsak; manevi olarak da hasta olduğumuz zaman, hemen hissetmeli ve tedavisinin yollarını araştırmalıyız.

Mesela kalp, dünyaya meylettiği zaman, kişi bunu hemen hissetmeli ve bunu engellemenin çarelerini bulmalıdır.

İşte bu şekilde, bütün manevi hastalıkların tedavi edilebilmesinin çaresi, onları izale edecek imkânlara başvurmaktır.

Bu imkânlar ise Allah-u Zülcelal’in zikrinden ayrılmamak, sohbet meclislerine gitmek, Allah-u Zülcelal’in dostları ile beraber olmaktır.

Manevi hastalıklarımızın tedavisi, ancak bu hastanelerde yapılabilir. Ve o zaman ahiretimiz için faydalı olacak ameller yapabiliriz. Aksi takdirde gafletimiz, hastalığımızı umursamamamız, bizi sonu olmayan bir perişanlığa sürükler. Aile saadetimizi de alt üst eder.

Allah-u Zülcelâl kendi fazlı ve keremi ile bizlere muamele etsin ve hepimize razı olacağı şekilde salih amel nasip etsin. (Âmin)








İLİM MECLİSİNDEN SOHBETLER
__________________
*Baskasini duzeltmemiz icin Önce kendinizi dÜzeltmek,lazim :-*hz muhammed sav ''
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 03-27-2009, 11:31
kareci kareci isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Yeni Üye
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 1
Standart

Allah c.c razi olsun
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 03-27-2009, 22:51
takva - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
takva takva isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 79
Standart

Amin sizdende razı olsun inşallah
__________________
*Baskasini duzeltmemiz icin Önce kendinizi dÜzeltmek,lazim :-*hz muhammed sav ''
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Hizli Erisim

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Kötü Olaylara Sabretmek Hattab Öyküler & Hikayeler 0 07-01-2008 22:52
Kötü Karakterli Genç CUMHUR Öyküler & Hikayeler 0 06-29-2008 21:45
Vesvese Kötü Düşünceler TÜRKER İman ve Metafizik 0 02-22-2008 20:59
Microsoft Windows Kötü Amaçlı Yazılımları Temizleme Aracı TÜRKER Bilgisayar Dünyası - Windows 0 01-29-2008 14:56


WEZ Format +3. Şuan Saat: 00:34 - Tarih: 04-29-2024..


Powered by vBulletin 3.7.3
Copyright © 2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Copyright © İBADETREHBERİ Forum, All Rights Reserved
Web Tasarım: @Türker
Her Şey ALLAH(c.c) Rızası İçin.