Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 03-01-2008, 17:07
CUMHUR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
CUMHUR CUMHUR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Özel Üye
 
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 4,046
Standart Ruh ölmez Kabir Hayati Haktir,ölüler Işitir

Ruh ölmez, ölüler işitir, kabir hayatı hakdır

--------------------------------------------------------------------------------


İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:

Kabir azabı, ahiret azaplarındandır. Dünya azabına benzemediği gibi, rüyada görülen azaba da benzemez. Böyle sanmak, kabir azabını bilmemekten ileri gelir. Kabir azabına inanmayan bid'at sahibi olur. "Hakkında hadis-i şerif olsa da, olmasa da, kabir azabına inanmam, akıl ve tecrübe bunu kabul etmez" diyen kâfir olur. (Mektubat-ı Rabbani C.3, m.17- 31)

İmam-ı Süyuti hazretleri buyuruyor ki:

Her ölünün ruhu, cesedine, bilmediğimiz bir halde bağlıdır. Ruhların kendi cesetlerine tesir ve tasarruf etmelerine ve kabirde bulunmalarına izin verilmiştir. Ölü kabirde çürüse de, ruhun bedenle olan bağlılığı bozulmaz. (El-mütekaddim)

Hz. Âişe, (Ya Resulallah, bu ümmet, kabirde azap görecek, benim gibi zayıfların hâli ne olacak?) diye sual edince, Resulullah efendimiz, İbrahim suresinin, (Allah, iman edenlere, dünya ve ahirette de sabit sözlerinde sebat ihsan eder) mealindeki 27. âyeti okudu. (Bezzar)

Bu âyette, kabir hayatının hak olduğu, müminlere sabit sözlerinde sebat ihsan edildiği bildiriliyor. (Tefsir-i Celaleyn)

Resulullah efendimiz, Bedir’de öldürülen kâfirlerin gömüldüğü çukurun başına gelip, ölülerin ve babalarının isimlerini birer birer söyleyerek, (Rabbinizin, size söz verdiğine kavuştunuz mu? Ben, Rabbimin söz verdiği zafere kavuştum) buyurdu. Hz. Ömer, (Ya Resulallah, cansız ölülere neden söylüyorsun?) dedi. Resulullah, (Rabbimin hakkı için söylüyorum ki, siz beni onlardan daha iyi işitmezsiniz. Fakat cevap veremezler) buyurdu. (Buhari, Müslim) Hz. Ömer’in ölünün işittiğini bildiği halde böyle sorması, dindeki bir hükmün vesika haline gelmesi içindir.

İmam-ı Süyuti hazretleri Şerh-us-Sudur, Abdurrahman ibni Receb Hanbeli hazretleri Ehvâl-ül-kubur kitabında, İmam-ı Şarani hazretleri Tezkire-i Kurtubi Muhtasarı'nda bildiriyor ki:

Eshab-ı kiramdan Abdullah bin Ömer hazretleri, (Yerden boynu zincirli birinin çıktığını, bir adamın bunu dövdüğünü, zincirli adamın yerde kaybolduğunu, böylece toprağa girip çıktığını gördüm) dedi. Resulullah efendimiz, bu zata, (O gördüğün kimse, Ebu Cehil'dir, kıyamete kadar kabrinde böyle azap çeker) buyurdu. (Taberani)

Muhammed Masum-i Faruki hazretleri buyuruyor ki:
Kabirde nimetler ve azaplar olduğuna iman ederiz. Ölülerin birbirleri ile konuştukları, kabirde azap olunanların seslerinin işitildiği bir çok hadis-i şerif ile bildirilmiştir. (C.1, m.182)

Her hadis kitabında kabir hayatı ve azabı bildirilmektedir. Kabir hayatını ve azabını inkâr eden, bütün hadis kitaplarını ve Resulullahı inkâr etmiş olur.

Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(Kabir azabı vardır.) [Buhari]

(Kabir, ya Cennet bahçesi veya Cehennem çukurudur.) [Tirmizi]

(Eğer kabre konan kişi mümin ise, Kabri genişletilir. Kıyamette insanlar diriltilinceye kadar kabri hoş kokularla doldurulur. Kabre konan kişi kâfir ise, demirden bir tokmakla başına vurulur. Öyle bir çığlık atar ki, cin ve insanların dışındaki bütün canlılar işitir. Kabri öyle daraltılır ki, kaburga kemikleri birbirine geçer.) [Buhari, Müslim]

(Ölünün kemiğini kırmak, onu diri iken kırmak gibidir.) [Ebu Davud, İbni Mace]

(Ateş üstüne oturmak, kabir üstüne oturmaktan iyidir.) [Müslim, Nesai, Ebu Davud]

(Namaz kılmayanın kabri ateşle doldurulur.) [Kurretül Uyun]

(Kâfire kabrinde 99 ejderha kıyamete kadar azap eder.) [Ebu Ya’la, İbni Hibban, Tirmizi]

(C uma günü veya gecesi ölen mümine kabir azabı olmaz.) [Tirmizi, Ebu Nuaym]

(Şehid kabir azabından emindir.) [İbni Mace, İ.Ahmed, Beyheki]

(Sadaka, kabir azabından korur.) [Beyheki]

(Tebareke suresini okumak kabir azabından korur.) [İbni Mürdeveyh]

(Koğuculuk, kabir azabına sebep olur.) [Beyheki]

(Kabir azabının çoğu, üzerine idrar sıçratmaktan olacaktır.) [İ.Mace, Nesai, Hakim, Dare Kutni]

(İdrardan sakının! Çünkü kabirde ilk hesap bundan olacaktır.) [Taberani]

(Allahü teâlâ, bazı kimseleri, insanların ihtiyaçlarını gidermek için yaratmıştır. İnsanlar, ihtiyaçları için onlara başvururlar. İşte bunlar, kabir azabından emindirler.) [Taberani]

(Dün gece rüyamda , bir kimseyi kabir sıkarken gördüm. Namazı gelip onu kabir azabından kurtardı.) [Hakim]

(C uma gecesi "Fatiha" ve 15 kere "İzâ zülzilet" okuyarak iki rekat namaz kılan, kabir azabından emin olur.) [Deylemi]

(Fisebilillah gözcü olarak vefat eden, kabir azabı görmez.) [İ. Ahmed]

(Allah’ım, kabir azabından sana sığınıyorum.) [Müslim, Nesai, Hakim, Harâiti]

(Kabir azabından Allah’a sığınınız.) [Müslim, İ.Ahmed, İ.Ebi Şeybe]

(Gizleyebilseydiniz, kabir azabını işitmeniz için Allah’a dua ederdim.) [Buhari, Müslim, İ. Ahmed, Nesai]

Peygamber efendimiz, iki kabir yanında durup, (Bunlardan biri idrar sıçramasından sakınmadığı için, diğeri ise, müslümanlar arasında söz taşıdığı için, kabir azabı çekiyorlar) buyurdu. (İbni Mace)

Peygamber efendimiz bir cenazede, (Ya Rabbi, bunu kabir azabından koru) diye dua etti. (Müslim, Nesai, Tirmizi)

İmam-ı Birgivi hazretleri, Etfal-ül-müslimin risalesinde, (Bir müminin kabrini ziyaret ederken, ya Rabbi, Muhammed aleyhisselam hürmetine, buna azap yapma denirse, Allahü teâlâ, kıyamete kadar azabını durdurur) hadis-i şerifini yazmaktadır.

Ehl-i sünnetin ve Hanefi mezhebinin reisi olan imam-ı a'zam hazretleri buyurdu ki:

(Kabirde ruhun cesede iadesi, kâfirleri ve bazı günahkâr müslümanları kabrin sıkması ve azap edilmesi haktır.) (Kavl-ül-fasl)

İslam âlimlerinin en büyüklerinden olan imam-ı Rabbani hazretleri, (Kabrin bedeni sıkması vardır) buyurdu. (Mektubat C.3, m.17)

Kabirde, hem ruha, hem de bedene nimet ve azap vardır. Buna, böylece inanmak lazımdır.

İmam-ı Muhammed bin Hasen Şeybani, Akaid-i Şeybaniyye manzumesinde, (Kabir azabı vardır. Kabir azabı, hem ruha, hem de bedene olacaktır) buyurdu. Yani, kabirde nimetler ve azaplar, ruha ve cesede birlikte olacaktır. Diriler bunu görmezse de, inanmak lazımdır. Gaybe iman etmek lazımdır. Buna inanmamak, kıyamet günü mezardan kalkmaya inanmamaya yol açar. Çünkü, ikisi de, Allahü teâlânın kudreti ile olmaktadır. Birine inananın, ötekine de inanması akla uygundur. İnsan kabir azabını, diri iken anlayamıyor ise de, âyet-i kerimeler ve hadis-i şerifler ve bu ümmetin önce gelenleri, kabir azabı olacağını haber vermişlerdir.
Alıntı ile Cevapla