PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Rızkı Veren O'dur


SaRey
01-28-2018, 16:54
İnsan rızka çok mübtelâ (düşkün) olduğu için, rızka çalışmak bahanesini, ubûdiyete (kulluğa) mâni’ tevehhüm edip (zannedip), kendine bir özür bulmamak için âyet-i kerîme diyor ki:
“Sizler ubûdiyet için halk olunmuşsunuz! Sizin netice-i hilkatiniz (yaratılışınızın neticesi) ubûdiyettir. Rızka çalışmak ise emr-i İlâhî noktasında bir nevi‘ ubûdiyettir.Benim mahlûkātımın ve rızıklarını deruhde ettiğim (üstlendiğim) nefislerinizin ve ıyâlinizin (âilenizin) ve hayvanâtınızın rızkını tedârik etmek, güya bana âittir. Sizler, bana âit rızık ve it’âmı (beslemeyi) ihzâr etmek (hazırlamak) için yaratılmamışsınız. Çünki Rezzâk (rızkı veren) benim! Sizin ve müteallikātınız (yakınlarınız) olan ibâdımın (kullarımın) rızkını ben veriyorum. Siz bunu bahane edip ubûdiyeti terk etmeyiniz!”

Lem‘alar
ŞİİR
Açılır bahtımız bir gün, hemen battıkça batmaz ya!
Sebebler halk eder Hâlık, kerem bâbın kapatmaz ya!
Benim münâcâtım Hakk’a rızık için değildir, hâşâ!
Hüdâ Rezzâk-ı Âlem’dir, rızıksız kul yaratmaz ya!
Lâ Edrî

(Her şeyin sebeblerini yaratan Allah, bizim de bahtımızı bir gün açar, ikrâm ediciliğinin kapısını kapatmaz. Benim Allah’a yakarışım rızık için değildir. Çünkü bütün âlemin rızkını veren Allah, rızıksız kul yaratmaz.)

Alıntı